Sırtım hep bıçak yarası…
Mutlu olma isteğinden vazgeçtim
İçim kendine sel, kendine kumpas
Yıkılmaya meyilliyim, bilinmesini istemem
Az kalsın ölüyorum derken ciddiydim
Kendime sapladığım her bıçağın yüzünde seni seyrediyorum
Bir daha diyorum bir daha, acı acının panzehiridir
Ve korkma, kaderdir, insan korkularına gebedir
İşte bağırıyorum içimde taşıdığım insanları
Gelecek gerilimdir, gelecek gerilimdir
Tırnaklarım ağrıyor, ağzım üşüyor, koyu bir acı
Dur burda, acıyı deşme, çünkü Leyla gecedir
Aşk çok odalı bir öykü, kendini kaybettiğin
İsterdim bir havarinin metanetini yaşamayı
İsterdim ölümün narin bir kar örtüsü olmasını
İsterdim bir töre bozanın gelip umudu fısıldamasını
Eğer açıyorsa mimozalar ocak ayında
Baharı göremeyecek demektir, sevinme
Sulhi Ceylan
2 Yorum