geceleri turuncu puantiyeli taşra
gündüzleri donuk bakışlı metropol
adını sormayanlara otobiyografisini sunan
kabuğunu seneye de giyecek kaplumbağa
göğsünün daraldığını bilmiyorlar
geçirmeye çalışıyor yılları
dar bırakılmış düğme boşluklarından gömleğin
parmağından damlayan kana bulanıyor takvim
yedi yaprak birden koparıyor
mevsimler bilmiyorlar
civcivleri kanatlarından taşınca tavuk
göğsü daralıyor
sen biliyorsun
meyra düşmekten çok korkar
elleri kirlenir yere tutunursa
gök inanılmaz yüksek
yeşil ve derin arasında bir giz var
yüksek ve mavi
bunu kimseye söylemeyecek
kuş izleyerek öğrendi çarpmayı
dokuzlar acayip zor
geliyorlar, gidiyorlar
dönecekler gibi geliyor, dönmüyorlar
rüzgargüllerine bakakalıyor kaplumbağa
elektrik üretiyormuş rüzgargülü
ışık oluyormuş
aydınlanıyormuş yeryüzü
hep karanlığa kalıyor kaplumbağa
bilmiyorlar
tavuk ağlamayı unutuyor dönmeyince yavruları
civcivler çok üşüyor kanatsız kalınca
ağlayansızlıktan bir de
hepsini biliyorsun
babası rüzgargülü almış eve gelirken
kırtasiyeden on liraya
balkondaki en güzel saksının içine saplamış meyra
bulutlar üflesin diye
bulutlar üflemez
biliyorsun
gündüzleri kaplumbağa puantiyeli taşra
geceleri tavuk bakışlı metropol
yerde yedi takvim yaprağı
kırmızı
Şadiye Sare Kaplan
4 Yorum