Zaman kıyılır insan dikilir yaralar muamma
Titrer dişlerim, arasında adın
Ay dürtüsü, parodi ve yaşamak gailesi
Şimdi başlamak fiil mi?
Çift kalemlerle savaşılır en çok gece.
Ve herkesin bir gece kadar kısır döngüsü
Serpildin, yaşın yuvarlandı omuzlarından
Zamirleri bırakabilirsin yakandan
Çırp artık dakikaları ömrünle
Kendini kendinle rendelersen varım
Alıştım her davet güneşsiz afetlere
Yarıma gelirsen ben de bir yanardağ buhranlarındayım.
Kırık kahve çekirdeği, birkaç zeytin ve onarılmaz iklim
Her hülyalı bakış napolyonla dillenmemeli
Biliyorum, çığlıktan şiir yazılmaz
Bir şiir birkaç hayatı barıştırmaz
Elbet herkes gibi yazarak silinirsem
Gelirim saat geçerken seni
Takma duygularımda yıllanır bir köprü
Ve bir saat kulesi
Belimde ihtiyar kitaplarla doğdum
Dikiş makinesi, yangın söndürme tüpü ve birkaç dua
Sırt çantamda tek eksik bir matara
Annelerin sırrıdır kızlık bakışları
Diyeceklerim uzadı ama bilmelisin
Ondalık sayılar çiftleşince
Lügatim lirik ve ıssız bir direniş
Büyüdüm!
Kaldı her şey pandora’nın kutusunda
Şimdi hiç söylenmemiş gibi söylemeliyim, işlenmemiş bir buluta
İsminin baş harfleri, uykusuzluk diye zikrettiğim
Sinem Çağlancı
4 Yorum