İki Eli Kuruyan Bir Adamın İki Parmağı Arasından Akan Bir Serin Sudur Allah Rahmeti

hep pazartesidir yenilgilerin en çoğu, cesur tedirginliklerin
oksimoronlardan, sonra yavaş yavaş kurtulup sesli çığlığa
yapraklar yere inceden inceden bırakır ürkekliklerini
içimizden rüzgar gibi bir şeyin geçmesi biraz daha sonra
sonra kıpırtılar, titreklikler, bir otobüsü gelmeyecek gibi beklemeler
ellerde biraz kan mı var, avuç içlerinde balgam, kimler ağlıyor?
söylüyorlar herkes içinde bağırıyorlar, neler var daha neler
ne ali’ler ne cengiz’ler ne oyunlar neler var hainler hele neler
sen sevgilim, bak ellerimde neler biriktirdim ben bir görsen
biriktiririm ben de bir çocuğun ‘sevgili günlük’ yazılarının içtenliğini
ben de biriktiririm anneme de söylerim anne bak elimde neler var demeyi
elimde bir takım bakır teller, biraz çiçek kokusu, bir de tütün
elimde eksik bir şey var diyorum bakır telin ne işi var, annem üzülür
avuç içleri çocukların çok kez kanıyor, annelerin ve babaların da
bombalar patlıyor oh ne güzel de aydınlanıyor gece, ışıldıyor
çocuklar ölüyor, çocuklar ölüyor. yalnız çocuklar mı ölüyor?
algılarımızı ellerine alıyorlar ve mıncıklıyorlar sevgilim naber?

annem sonra biriktirdiklerimden korkar ellerim kanar diye
kan avuçlarımda birikiyor yüzümü yıkayasım geliyor
adımlarımızın delikanlılığı iğdiş edilmiş bak kelebek olmuş
köpek çetesi sokakta ürüyor, erekte oluyor faşizan hisler
sonra çağrı itidal, sonra telkin sabır, sonra avuntu umut
mide bulantısı, kusmuk, ekşi koku… gelecek güzel günler

kakafoni, kakafoni, kakafoni, kakafoni, kakafoni, kakafoni
altı kere kakafoni… ve bir insan sesinin çirkinliği
her dilde çirkindir diyor birisi insanın sesi, her dilde
simiti olmayan bir şehirde bir anne bir şeyler söylüyor
bütün insanlar iyidir ali, bütün insanlar iyidir.
bütün insanlar iyi değildir ali, anneler de yanılırlar bazen
mervan, ebu mülcem, şebib, ebu lülü, yezid hep tek millet
“ali çoktur şâh-ı merdân bulunmaz” ali, insanlar iyi değildir

kınıyorum, lanetliyorum, bağırıyorum ayol, daha ne yapayım
bir de şiir yazıyorum ama şiirimi uçaklardan aşağı atamıyorum
türk şiiri ve türk politikası yanyana durmuyor, çirkin oluyor
sağımda çok fena refleksler var insan hakları bildirgesi
insan sevgisi, hoşgörü, çoğulculuk eşitlik falan, muhafazakârlık
sonra lahey bir halay nidası olarak avrupa’nın göbeğinde duruyor.

bütün bunların arasında, bu üzerimize temizlenen barsaklar arasında
bana bir türkü söyleyebilirsin. mecnundan, leyladan, çatık kaştan
bakıp geçmelerden yakıp geçmelerden yıkıp geçmelerden
yüzünü avuçlarımın içine bırakıp kanımı durdurabilirsin

 

Raşit Ulaş

(Yedi İklim Dergisi, Eylül 2014)

DİĞER YAZILAR

3 Yorum

  • Ahmed , 01/10/2014

    Beni şiirden ziyade başlık düşündürdü. Allah’ın rahmeti büyük.

  • peyami safa , 30/09/2014

    edebifikir’den daha sağlam işçilik beklemek hakkımız

    teşekkürler

  • Kurabiye Adam , 27/09/2014

    Harika olmuş. Özellikle final kısmı. Bravo Raşit Ulaş!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir