diyorum ya hiçbir şey boşa değil
bir çiçeğin açması, yağmurun yağması
bir insanın bir insanı tanıması, sevmesi
hatta solması çiçeğin boşa değil
konuşurken susar gibi konuşmak
susarken bıçak gibi susmak
bir ormanın yanışını seyretmek öylece
bir gölün kurumasını boşa değil
çokça nasihatler verenler teselli edenler
büyük söyleyenler büyük konuşanlar
sınanmamış günahın masumu olanlar
sundukları yalanlar boşa değil
hiçbir şey boşa değil senin benim doğmam
dolmuşların dolmuş olması ve yolların
azığımız sırtımızda susuz gezmemiz
gönlümüzde bir deli aşkın olması boşa değil
şurama iliştirdiğin ağrı boşa değil
ayrılığın yazgı olması ve yoksul olmamız
ve ölmemiz binlerce on binlerce ölmemiz
aldanmamız yanmamız kanmamız boşa değil
boşa değil gözlerin biliyorum bir sebebi var
ellerin boşa değil bir sebebi var
tesadüflere de inanırım sebeplere de
şeytana tanrı’ya siyaha ve beyaza
ben sana inanırım bu boşa değil
Raşit Ulaş
(Kafkaokur Dergisi, 77)