Bir devlet içün çehre temennâdan usandık
Bir vasl içün ağyâra müdârâdan usandık
Hicrân çekerek zevk-ı mülâkaatı unutduk
Mahmûr olarak lezzet-i sahbâdan usandık
Düşdük katı çokdan heves-i devlete ammâ
Ol dâiye-i dağdağa-farmâdan usandık
Dil gamla dahi dest ü giribândan usanmaz
Bir yâr içün ağyâr ile gavgaadan usandık
Nâbi ol âfetin ahvâlini nakl it
Efsâne-i Mecnûn ile Leylâ’dan usandık
Nâbi
SÖZLÜK
Temennâ: Arzu, istek, hürmet ve âşinâlık göstermek
Vasl: Ulaşma, birleşme, sevdiğine kavuşma
Çehr: Felek, talih
Müdara: Yüze gülmek, dost gibi görünmek
Zevk-i mülâkat: kavuşmanın zevki
Lezzet-i sahbâ: Şarabın lezzeti
Dâiye-i dağdağa-farmâ: Gürültü koparan şiddetli arzu
Dest ü girîbân: çekişmek (mecâzî)