Yazarımız Muhammed Furkan Kahya Yunanistan’da…
***
Yunanistan gerçekten krizde mi? Medyaya yansıtılanla yaşanılan hayat arasında bir hayli fark olduğunu söyleyebiliriz. İnsanların yüzlerine bakınca bilinen manada bir kriz olmadığı anlaşılıyor. Yunan halkı için yüksek yaşam standartlarının orta seviyeye gerilemesi kriz manası taşıyor. Kesinlikle bir dibe vuruş söz konusu değil. İnsanlar sadece harcamalarını kısmak istemediklerinden dolayı şikâyetçiler. Halk da bir kriz olmadığının farkında. Genel olarak insanlar kayıtsız, kaygısız ve mutlu.
Yunanistan’ın Xanthi şehrinde ise genel durum yukarıda yazılanları doğrular nitelikte. Akşam saatlerinde bir şeyler içmek için bir mekana gitmek isterseniz saat 21:00’dan sonra oturacak yer bulamıyorsunuz. Sabah börekçiler, öğle vakti dönerciler, akşam ise kafeler tıklım tıklım. Şehrin herhangi bir meydanında oturup insanların yüzlerine baktığınızda asık surat görmeniz imkânsıza yakın bir ihtimal.
Şehrin en güzel ve ilgi çekici semti ise “Palia Poli”. Manası eski şehir. Bu semt Osmanlı Mimarisin yaşayan son hali. Evler müstakil, geniş balkonlu ve bahçeli. Bu özel evlerin tadilatı veya boyanması izne tâbi. Sokaklar ise Arnavut kaldırımlı. Asfaltlı bir sokak kesinlikle yok. Sokaklarında gezerken tarihi dokunun korunduğunu farkedebiliyorsunuz. Binalar ya otel-kafe olarak kullanılıyor ya da sürekli ikamet için. Bu semtte genel olarak Türkler oturmakta. “Palia Poli”de Mitropol denilen bir kilise var; burası Ortodoksların dini bayramlarında en çok akın ettiği yer. Şehrin en büyük ve eski kilisesi. Kilisenin önünde ise ufak bir meydancık var. Konserler, gösteriler, buluşmalar için burası kullanılıyor.
Şehir kültürü ise alışık olduğumuzdan biraz farklı. İnsanlar gündüz dışarıya çıkmayı pek tercih etmiyor, genellikle saat 19:00’dan sonra sokağa çıkıyorlar. Çalışma saatleri çok az, öğlen 14:00 gibi dükkanlar kapanıyor. Yemek kültürü ise gayet iyi. Sabah simit ve çay yerine genellikle börek ve kakaolu süt ile kahvaltı yapılıyor. Ardından herkes frappesini alıp ofisine ya da dükkânına gidiyor. Öğlen vakti daha çok döner veya köfte tercih ediliyor. Türk icadı döneri Türklerden daha özenli yaptıklarını itiraf etmeliyim. Hayatımda, en güzel döneri burada yedim. Rodop Köfte ise Türkiye’de yapılandan çok daha leziz. Balıkta bizim kadar iyi değiller. Burada herkes frappe tüketicisi. Herkesin elinde kahve görüyorsunuz. Bir yere bir şey yemek ya da içmek için oturduğunuzda soğuk suyunuzu getirip önünüze koyuyorlar. Çok ince ve güzel bir hizmet anlayışı. Ayrı bir parantez açılması gereken bir husus da şu: Et ve süt kültüründe keçi hep ön planda. İnek sütü yerine keçi sütü, koyun eti yerine keçi eti tercih ediliyor.
Şehrin meydanının adı “Platia”. Burada önceden cami olduğunu her yaşlı anlatır size. Hemen eline kendisinin de olduğu fotoğrafı alır ve gösterir. Cami önce yakılıp ardından yıkılmış ve yerine saat kulesi yapılmış. Bu saat kulesinin artık şehrin simgesi haline geldiğini söyleyebiliriz. Saat kulesi genel olarak insanların buluşma noktası. Palia Poli semti ve Platia Meydanı, Yunanca adı Xanthi, Türkçe adı İskeçe olan bu şehrin en önemli simgeleri.
Şehirde yedi sekiz tane camii var. Yürüme mesafesinde olan bu camilerden herhangi birine ulaşmak oldukça kolay. Burada müftülük durumları biraz garip. İki müftü var; ilki Türk azınlığın seçtiği ve Türkiye’nin tanıdığı, ikincisi ise Yunan hükümetinin atadığı müftü. Evlenme ve boşanma gibi durumlar müftülük eliyle yürütülüyor. Ardından Yunan hükümeti evlilik kurumunu tanıyor. Ama bu işlem için kendi atadığı müftüyü yetkilendiriyor. Türk azınlığın ise kendi seçtikleri müftüyü benimsedikleri çok aşikâr. Bu ikiliğin olması halkta bir ikiliğe neden olmuyor. Herkes genel olarak mutlu ve işinde gücünde.
Bu güzel şehirde, gece böcek sesleri ile uyuyup sabah kuş sesleri ile uyanabiliyorsunuz. Yeşilin her tonu mevcut; toprağı verimli ve bereketli. Biraz Karadeniz biraz Ege biraz da Akdeniz iklimine sahip bu diyarı gezip görmeyi imkânı olan herkese tavsiye ederim.
Muhammed Furkan Kahya
2 Yorum