Efruze, Anadolu’da türbelerin kurbanlık gülümsemeler için ilham verdiği
Ablak yüzlü tımarhane kaçkınlarının
Kupkuru mecralarda sefasını sürdükleri bir taşra mektebinde
Üç yılı biraz geçkince
Senin ne kadar büyük bir anarşist olduğunu anlattım
İn midir cin midir bilemediğim ahalisiyle
İlk cinayetimizi baharın ilk gününe denk getirdik
Senin ismini verdik cinayet mahalline
Görsen, cahil âlimler kadar şendik
Burada bir çağın kapısını kapamadan
Yeni bir çağın kapısını açıyorlar
Haliyle cereyan ediyor…
Defaatle ikaz ettim bizi doyurmakla mükellef avcı başını
Eğer vurup getirdiğin keklikler
Direnmediyse, hayatta kalmak
Canını kurtarmak için
Onların etini yemek, cılız bir mum gibi yılgınlığa peşkeş çeken ruhlarımızı
Devrini tamamlamış bir hükümdarın haremine alacaktır
Efruze, sen tatlı yorgunlukları masallara tercih edersin bilirim
Fakat benim “gitmek” fiilini ısrarla öğrenmeyen talebelerim
-Ahmaklıklarından değil belki yalanlarla beyinlerini uyuşturmamdan-
Bir gün mutlaka döneceğini söylüyorlar
Ve ben biliyorum cinayet saatini
Yalnızlığın gözlerine mil çekiyordum…
Muhammed Yusuf Aktekin
2 Yorum