Yaş kırkı aşınca, insan duruyor.
Durmak işte ölümün diğer yüzü,
Yıldızsız gökyüzü, aralanmayan kapı,
Ve üç koldan saldıran hayat,
Kanlı bir sunak…
Sana bakmak avuntu,
Sevmek kaçış.
Dilimde çöreklenen hafakanlar,
Gecenin döşeğinde ağlak bir dünya.
Sonra kuruyası kalbim, aklımın koridorları,
Çıkmaz sokaklar zinciri, sayfalarca kan,
Dahası, fazlası, ötesi ve insan kahrolası.
Seni düşünmek idam meydanı,
Görmek giyotin.
Bitmeyi reddeden bir ömre doğdum,
Sesimde, buruk mavi bir uğultu,
Çıplak, solgun ve çekingen.
Kabarıp taşmıyor üstüme sonsuzluk,
Üstüme varlığın dayanılmaz ağırlığı,
Kelimeye taşınamayan hayat.
Seni hissetmek yas,
Öldürmemek cehennem.
Sulhi Ceylan
(Yedi İklim Dergisi, 376. sayı)
6 Yorum