Adem Suvağcı, Edebifikir okuyucuları için Alaeddin Özdenören’in şiirlerinden mısra seçkisi hazırladı.
***
HABERSİZ
Çocuk uykusunda gülüyor
Yılların acı çığlığından habersiz
Elleriyle oynuyor karanlıklar
Sessiz sesiz.
AYAK SESLERİ
Bir anlatışın var gelişinle gülüşünle
O hiçbir zaman olmayacak olanı
O nice bin serüvenden arta kalanı
Kalbimizin her vuruşunda daha iyi anladığımız
İçimizdeki kudurgan şeytanı
CEBİMDE ÖLÜMÜM
Gülüm gülüm
Bu kentin koynuna girdiğim günden beri
Cebimde ölümüm
Avuç avuç dağıtırım insanlara
Bir türlü tükenmez ölümüm.
KAFKASYA
Ağaçların sulara ve göklere
Özgür salkımsaçak
Çırpınan bir düş diliyle
Erken ağarmış bir isyan gibi
Kınanan varoluş hakkı için
Sarkarak üstlerinden
Döğüştüler eşsiz bir yiğitlikle,
Ağızları pınarların ağızlarında
Ağızlarından dökülür kerbelâ.
YIKANDIKÇA AZGINLAŞAN BİR ATEŞ GİBİ
Adını soruyorum. Bu kenti dize getirmek için.
Bu kenti ve her şeyi. Soruyorum adını. Geriye bir
(kimsesizliğin kalıyor.
Onu alıp yüzüme gözüme sürüyorum. Kalbime.
Hiç uğrak vermeyen kalbime.
***
Gözlerinle bir çıkış yolu arıyorsun
Oysa ben senin direnişini bilirim
Yıkandıkça azgınlaşan bir ateş gibidir.
Bilirim. Vakitlerden bir kan vaktidir.
Bir yenilgi haberi kamçılanan sulardan.
SERPİNTİLER
Oysa yaptığım başrol denemelerinde
Oldukça başarılıydım
İster başa dön ister yavaşlat
Hangi aşk emekleme döneminde değil ki
KAÇAK
Direnişini sürüklüyorum
Lekesiz bir gölge gibi.
Ben yeryüzü kaçağı
Sakın şiirime vurma.
SAYIKLAYIŞ
İşte bak aldığını geri veriyor her şey
Narin bir kamış yükseliyor ovadan
Bizsiz de yürüyebiliyor çocuklar
Alnının ipek yokuşundan okunuyor
Zulme başkaldırmanın güzelliği.
KALANLAR
Çekilince kalbimin suları
Geriye senden başka ne kalır
YAĞMUR
Yağmur yağıyor ve ben
Yeraltı nehirlerinden
Islana ıslana kalbinden
Sessizce geçiyorum.
HÜZÜN UÇURUMLARI
Yavrum
Yalnızlığı şu son kıyısını da atla
Ve anla ki hayat
En özgür biçimini sende denemiştir
Onun içindir ki ölüm denizin doğurduğu eşsiz dalga
Sende dokumaktadır güzelliğini.
***
Ve sen nereme baksan
Oramda bir kalp çarpıyor.
UYGUN DEĞİLİM
Ruhumun kanlı fırtınası aşk
Ve işte diyorum
Bana aldırma
Sen bana bakma ölüm
Ben de biliyorum
Uygun olmadığımı
Bu dünyaya
AŞK AKIYOR
Seni sevdiğime inanmadılar
Ama ben dokuzla beş arasında
Senin nöbetini tuttum hep
KAYALARDAN AKAN
Geçilmez bir dalın düşen aynasından
Sen beni öldükten sonra mı arayacaksın
Ay beneklim böyle mi olacaktı
Böyle mi olacaktı bizim yalnızlığımız
Sen kuytularda boy vermiş çiçek
Böyle mi olacaktı
GÖK DUVARLARI
Önümde devinen şehir
Saçlarından akan nehir
Rüzgârlar içre zehir
Ağar içime içime.
BÜYÜTME FIRINI
II.
Çığırından çıkmış kılcal damarlarını
Deniz çöllerinin
Ateşleri içinde alnını serinletiyorken
Dudakları şimdiki gibi yalnızdı.
BOZGUN
Dişlerine kadar silahlı olarak
süre tanımaz olursam
Beni yenilmiş addetme sevgilim
O en kolay SÖZÜ
o ilk giriş sözünü bulamıyorum.
Alaeddin Özdenören