Yedi Âlimler Hikâyesi
Anomim bir hikâye olan “Yedi Âlimler Hikâyesi” hikâye anlatma geleneğimizin güzel örneklerinden biri. Binbir Gece Masalları’ndan gelen form ve ruhla kaleme alınmış, içinde birçok hikâyenin bulunduğu ve bu hikâyelerin ana metne bağlandığı tek bir hikâye. Arketiplerle ve sembollerle donanmış her bir hikâye bağımsız ve kendine özgü hâliyle bir yandan ana metindeki olayı besliyor, bir yandan da insan hayatında muhtemel olay ve durumları çözümleme vaadinde bulunuyor. Bu hikâyelerde önemli olan hakikatin ortaya çıkmasıdır. Hikâye hakikate hizmet için vardır ve her bir hikâye adeta hakikatin görünür hâle gelmesi için elinden geleni yapmaya hazırdır. Vaktiyle yaşanmış, ortak kültüre hikâyeleşerek mâlolmuş ve her biri insanoğlunun tecrübe envanterini oluşturmuş bu anlatıların bir tek amacı vardır: Erdemleri canlandırmak, adaleti sağlamak ve kötülüğün önüne geçmek yani farkında olsun veya olmasın herkesin muhtaç olduğu hakikatin insanın ruhuna bir güneş gibi doğması ve insanın davranışlarında da bu aydınlığın eylem olarak görünür hâle gelmesidir.
Yedi Âlimler Hikâyesi, korkuya, şüpheye, ihtirasa ve nefsin oyunlarına râm olmuş kahramanlarını hikâyelerin içinde barındırdığı insanlık tecrübelerini yansıtarak arındırır, onları eğitmeye çalışır yedi gün ve yedi âlimle onların kararmaya ramak kalmış ruhlarına hakikatin aydınlığını sunar.
Dikkat Kırılacak Hikâye
Geçmişe ait bir koku, bir ses, bir renk ve bunların kelimelerle çizilen resimleri… “Dikkat Kırılacak Hikâye”, yazarın genç yaşına rağmen kurduğu şaşırtıcı cümlelerle ve imgesel ifadelerle, bilinçaltına doğru bir yolculuğun öyküsel anlatımı. Yazarın dünyasında nesneler, kavramlar, hisler ve görüntüler, sıradan ve bilinenlerin dünyasıyla hem iç içe hem de sorumsuzca farklı. Hassas, yer yer dağınık, bazen de kırılgan birçok anının ve hikâyenin etkileyici bir biçimde yansıtıldığı eser, okuyucunun zihninde yepyeni bir öykü lezzeti bırakacak kadar kitap; kavramların ve hislerin rengârenk dünyasını gözler önüne serecek kadar da tablo özelliği taşıyor.
Din Felsefesi Açısından Mâtürîdî Gelen-ek-i
Din Felsefesi şemsiyesi altında Recep Alpyağıl tarafından derlenmekte olan çalışmaların önemli bir parçası daha: Mâtürîdî Gelen-Eki… İslâm düşüncesinde neredeyse kayıp bir halka görünümünde olan bu geleneğin yeniden keşfi, bugün içinde yer aldığımız kuramsal sorunlar sebebiyle zorunlu hale gelmiştir. Bu derleme, akademik anlamda hak edildiği ölçüde çalışılmamış olan Mâtürîdî mirasını bilgi kuramından varlık tasavvuruna, insanın özgürlüğü meselesinden kötülük sorununa değin olabildiğince çok yönlü bir şekilde, temel metinler ve onların çağdaş yorumları eşliğinde sunmaya çalışmaktadır.
Aşkın Yolunda İnsan
Aşkın kitabını yazan Hoca Ahmed Yesevî, Türkistan’dan Anadolu’ya, oradan Avrupa’ya ve bütün dünyaya erdemi, bilgeliği yaydı ve Anadolu irfânının çok farklı coğrafyalara ulaşmasına vesile oldu. Onun söylediği Hikmetler, yüzyıllar boyunca gönül dünyamızı aydınlattı ve aşkın, edebin, bilginin, hakikatin en duru ifadesi oldu.
İlahiyat ve felsefe sahasında önemli çalışmaları bulunan Bayram Ali Çetinkaya, Hoca Ahmed Yesevî’nin hikmetlerini bugünün insanı için yeniden yorumluyor. Aşkın Yol(un)da İnsan, Ahmed Yesevî’nin Hikmetler’inden yola çıkarak ilim, irfan, yaratılış, akıl, nefs, inanç, kulluk, irşad ve ibadet gibi kavramlar üzerine hikmeti hedefleyen bir tefekküre davet ediyor okuru.