“Kendi Gök Kubbemiz”in Neşir Hazırlıkları Nasıl Oldu?

Yahya Kemâl’in bürokrasi, üniversite ve matbuatta geniş bir çevresi vardı. Bu sayede şiiri oldukça itibar ve ihtimam da gördü. İhtimam örneklerinden olmak üzere aşağıdaki metni Edebifikir okuyucusunun nazar-ı dikkatine takdim ediyoruz. İktibas ettiğimiz bu metin, Nihad Sâmi Banarlı’ya ait. Yahya Kemal’in “Kendi Gök Kubbemiz” kitabının neşri sebebiyle 29 Mayıs 1961 tarihinde yapılan kitap takdim törenindeki konuşmanın bir bölümü. Niye böyle bir iktibasa ihtiyaç duyduk? Bugün her zamankinden fazla, klasik eserlerimizin tenkitli neşirleri, tahkik ve tetkikleri piyasaya sürülüyor. Fakat modern dönemde yazılmış birçok eser de benzer süreçlerden geçmeye muhtaç durumda. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kimi şiir kitapları bu anlamda mesafe alınmasına vesile oldu ama bunlar da kimi yönleriyle tartışmalı, kimi yönleriyle de yetersiz. Ertuğrul Düzdağ’ın neşre hazırladığı İz Yayınları’ndan çıkan Safahat edisyonu gibi veya Nihad Sâmi Banarlı’nın Kendi Gök Kubbemiz neşri gibi işlere ihtiyacımız var. Bunu hatırlamak ve hatırlatmak için aşağıdaki iktibasın anlamlı olduğunu düşünüyoruz.

(Edebifikir)

Kendi Gök Kubbemiz’in hazırlanışı Türkiye’de ilk defa enstitümüz tarafından tatbik edilen ve Yahya Kemal’in sanatına uygun ve ilmî bir metodla yapılmış, böyle bir dikkat ve titizlikle tamamlanmıştır: Bu kitap esâsen, Yahya Kemal hayatta iken, 11 Mart 1956’dan 16 Haziran 1957’ye kadar, 15 ay müddetle her hafta Hürriyet Gazetesi’nde tarafımdan tertip ve neşredilen 65 şiirin intişârından sonra artık tekevvün etmiş bulunuyordu. Şâir, Süleymaniye’de Bayram Sabahı şiirindeki:

Kendi Gök Kubbemiz altında bu bayram saati

mısraındaki Kendi Gök Kubbemiz kelimelerini aynı zamanda birinci şiir kitabına isim seçmişti. Esâsen kitabının başına koyacağı ilk şiir de Süleymâniye’de Bayram Sabahı şiiri idi. Bu şiir tamamlanıp intişâr ettiği gün kitap da tamamlanmış demekti.

Süleymâniye’de Bayram Sabahı, 7 Nisan – 12 Mayıs târihleri arasında altı hafta müddetçe ve 6 bölüm hâlinde Hürriyet Gazetesi’nde neşredildi. Bu şiirin intişârından sonra, ilk anlardan başlayarak, günlerce hattâ aylarca Kendi Gök Kubbemiz kitabının tanzîmi için, kendisiyle birlikte, listeler, cedveller, tasarılar hazırladık. Böylece Kendi Gök Kubbemiz kitabı, şâiri henüz hayatta iken son şeklini almış bulunuyordu.

Bu böyle olduğu hâlde enstitümüz bu kitabın neşri husûsunda ilim metodlarının, ciddî ve kollektif çalışmanın bütün imkânlarına yeniden başvurmuştur. Kitap enstitümüz âzâsı ve asistanları tarafından hazırlandıktan sonra, önce yalnız 12 nüsha basılmıştır. Bu 12 nüsha Yahya Kemal’i ve şiirini yakından tanıyan, salâhiyetli ilim ve sanat adamlarımıza gönderilmiş, tedkikleri ve yazılı tenkidleri ricâ edilmiştir. Gelen tenkidler gözden geçirilmiş ve son kararı almak üzere aynı ilim ve sanat adamlarımızla enstitümüzde iki uzun toplantı yapılmıştır. Bu toplantılarda şiirlerin tertibi, sıralanışı imlâsı her mısraı hatta her kelimesiyle ele alınarak müzâkere edilmiş ve alınan en iyi netîceye bu çalışmaların sonunda varılmıştır. Bu netîce, Yahya Kemal’in, Kendi Gök Kubbemiz’i kendi tertîb edişine ve şiirlerinin basılışında bizzat tavsiye ve ısrar ettiği imlâya tamâmiyle uygundur.

Kendi Gök Kubbemiz’in hazırlanışında bilgileri, fikirleri ve ihtisaslarıyle bize yardımlarını esirgemeyen Yahya Kemal’i Sevenler Cemiyeti üyelerinden Prof. Ahmet Hamdi Tanpınar’a, Prof Vehbi Eralp’e; şair Faruk Nâfiz Çamlıbel’e, Prof. Necmeddin Halil Onan’a, Prof. Mehmed Kaplan, Abdülhâk Şinâsi Hisar, Said Nazif Ozankan ve Hâlis Erginer beylere derin teşekkürlerimizi bir defâ da huzûrunuzda tekrarlıyoruz.

(…)

Bu gün zevkinize ve istifâdenize sunduğumuz Kendi Gök Kubbemiz, Türk şiiri ve Türk sanatında bir âbide kitap’tır. Bu kitabı dikkatle ve lezzetle okuyan herkes, onun mısrâalarında yalnız Türkçenin ve yalnız şiirin değil aynı zamanda Türklüğün gurûrunu duyacaktır. Bu kitapta Süleymaniye Camii için söylenen:

Ben de bir vârisin olmakla bu gün mağrûrum

mısraını, Kendi Gök Kubbemiz için de bütün vatan söyleyecektir.

Kaynak: “Kitap Takdim Törenleri” bölümünün başında yer alan “Kendi Gök Kubbemiz İçin” başlıklı metinden, Nihad Sâmi Banarlı, sy. 99-100, Yahya Kemal Enstitüsü Mecmuası – 2, İstanbul 1968

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir