Çağdaş Putlar

Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin putlarla ve putperestlikle mücadele ettiği anlatılır. Modern zamanlara kadar dünyada ateizm yoktu, müşriklik vardı. Kur’an’da Allah’a inanmayan tabiri değil, ortak koşan tabiri geçer. Modern bir düşünce olan ateizmin, zahiri yönü ortada olsa da, batınen müşriklik olabileceği düşünülebilir. Çünkü kadim putlar yıkılmıştır ama çağdaş insan kendisine yine de putlar yapabilmiştir.

“Putların yıkılıp fezada duman olarak uçtuğu zamanlarda, putperestliğin de yıkılıp fezada duman olarak uçup gittiğini zannedenler apaçık bir yanılgı içindedirler.”

Alıntı Mihail Nuayme’nin Ketebe Yayınları’ndan çıkan Çağdaş Putlar adlı kitabından. Nuayme eserinde para, güç, egemenlik, kamuoyu, ırkçılık, basın ve bilim kavramları üzerinden çağdaş putları inceliyor.

Nuayme’nin putları anlatırken çocukları örnek vermesi ilginç. Gerçekten de çocuklar elleriyle oyuncaklar yapar ve bu oyuncaklara bir anlam yüklerler. Yükledikleri anlam, kendi içlerinden neşet etmiştir ve onun gerçekliğine inanırlar. Oyuncak, o andan itibaren oyuncak değildir. Aynı şekilde çağdaş insan da paraya bir anlam yüklemiştir. Anlamı kendi içinden yüklemiş ve böylece varlığını para ile sağlamıştır. Para da artık para olmaktan çıkmıştır. Çocukla farkı ise para yüklendiği anlam ile oyuncak değil, put olmuştur.

Modern hayat, bireyin tüm varlığıyla sahnede başrolü aldığı ve tanrıların sahne dışına itildiği dönem olarak geçti tarihe. Ancak tanrıların sahne dışına itilmesi, aslında kadim inançların ve Hak dinlerin itilmesi oldu. Yerine yeni tanrılar geldi hemen. Önce insan, insan olarak değil birey olarak bir tanrı oldu. Ardından o tanrıyla yetinmedi, kendine şirk koştu ve yeni tanrılar icat etti. Onu birey yapan paraydı, güçtü, bilimdi vs. Hayatının amacı haline getirdi onları, her şeye bakışını onlar belirledi ve onlarla kendine bir konum edindi.

Mideye kulluk, eğlenceye kulluk, özü olmayan kabuklar haline gelen sosyal unvanlara kulluk, zamanla yarışıp da zamanı geçemeyen, geçse bile arta kalan zamanda ne yapacağını bilmeyen hız kulluğu… Ya da mesela küçük ailenin, büyük insanlık ailesine götüren dar kapıdan başka bir şey olmadığını, bu kapıdan iyi giremeyenlerin küçük ve büyük aileyi kaybedeceğini ve bizlerin, çocuklarımızı kendimiz için değil, ancak ve ancak evren için yetiştirdiğimizi bilmeden bir avuç insan arasındaki kan bağını kutsayıp büyük çoğunluk arasındaki bu bağı reddeden ‘aileye kulluk’…

Birey öne çıkınca, bencillik gelip tahtına oturdu. Bencillik, bireyin amaca gitmesinde her şeyi mubah kıldı. Amaç ise dünyada bireyin hazzıydı. Böyle olunca haz bir put oldu ve amaca götüren her şey zamanla put haline geldi. Çünkü birey onlarla var olabiliyordu. Bu da güçlü bir bağ ile, hayatın merkezine yerleştirmek ile mümkündü. En büyük put kişinin kendisiydi, benliğiydi. Benliği ona başka putlar da getirdi.

Bugün modern insan put tabirini kullanmıyor, din tabirini bile kullanmıyor. Hepsinin yerine yeni kavramlar üretti. Kavram yeni olsa da yeni bir mana kazanmadı. Barındırdığı ve kapsadığı anlam ilk insandan beri aynı. Yol aynı, yürüyüş aynı ve bakış aynı çünkü.

Çağdaş insanın amacı haz ve mutlak mutlu bir hayat yaşamak olduğu için, bütün araçlara onu mutlu veya mutsuz etme gücüne sahipmiş gibi bir konum vermesine sebep oldu. Böylece kendi putunu kendi yaptı. Çağdaş Putlar, çağdaş insanı anlamak için küçük ama derin bir kitap.

Yasin Taçar

 

 

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir