Künye: Malcolm X “İnsan Hakları Mücadelesi”, Recep Şentürk, İlke Yayınları, 5. Baskı, İstanbul 2012.
***
“Yıldız Sarayının arşivinde yapılan son araştırmalar, Sultan Abdülhamid’in Amerika’daki Müslümanları desteklemek için el altından Muhammed Web isimli beyaz bir mühtediye para yardımı yaptığını göstermektedir.” (s, 11)
“1946 yılında silah taşıma ve hırsızlık suçundan Charleston Devlet Hapishanesinde tutuklu hayatı başlar. Hapishanede onun lakabı ‘Şeytan’dır.” (s, 44)
“Babası bir papaz olmasına ve dindar bir aileden gelmesine rağmen Malcolm dine tamamen yabancılaşmıştır. Bu yüzden Malcolm, kardeşi Philbert’e cevaben yazdığı hakaret dolu mektupta, kilise cemaatinin dualarını istemediğini yazar.” (s, 45)
“Norfolk Hapishanesi’nin geniş bir kütüphanesi vardı. Malcolm bu kütüphaneden istifade ederek, çok sayıda kitap okumuş ve İslam da dâhil olmak üzere birçok dünya dini, hakkında bilgi sahibi olmuştur.” (s, 46)
“Malcolm kardeşini dikkatle dinler. Reginald ona dünyada şeytanlar olduğunu söyler. Şeytanlar beyaz adamlardır. Malcolm hayatı boyunca karşılaştığı beyazları film şeridi gibi gözünden geçirir: Ailesini dağıtan ve annesini akıl hastanesine gönderen sosyal hizmetler görevlileri, marangozdan başka bir şeye yaramayacağını söyleyen İngilizce öğretmeni, kendisine her fırsatta ‘negro’ diye bağıran beyazlar ve nihayet kendisini haksız şekilde on yıl ağır hapse mahkûm eden hâkim! Kardeşi haklıdır.” (s, 47)
“Malcolm, Elijah Muhammed’e bir mektup yazar. Cevap olarak, Elijah Muhammed ona biraz harçlık ve bir mektup gönderir. Mektup, Malcolm’a kendini suçlu görmemesini, çünkü adil bir sistemde kimsenin kolay kolay suç işleyemeyeceğini söylemektedir. Elijah Muhammed, ‘sen suçlu değilsin, suçlu, seni zorla suça iten beyaz adam ve onun kurduğu sistemdir’ diyordu.” (s, 47)
“Malcolm hapishaneyi bir okul gibi değerlendirir. Bir yandan kendi başına kitap okurken, diğer yandan hapishaneye Harvard ve Yale gibi tanınmış üniversitelerden gelerek ders veren profesörlerin derslerini dinler. (…) Malcolm’un hapishanede yaptığı önemli işlerden biri de münazaradır. Hem hapishanedeki diğer mahkûmlarla, hem de Harvard ve Yale gibi çevredeki üniversitelerden gelen öğrencilerle münazaralara katıldı.” (s, 48)
“Beyaz adam, siyah adamın ahlaksız, pis ve cahil kalmasını istiyor. Bu halde kaldığımız müddetçe ondan dilenmeye devam edeceğiz ve o, bizi kontrol etmeyi sürdürecek. Kendi kendimize harekete geçmedikçe, asla özgürlük, adalet ve eşitlik elde edemeyiz!” (s, 52)
“Malcolm X, ‘Bize saldıran köpekleri öldürürüz, kimin köpeği olursa olsun, isterse devletin köpeği olsun, ister dört ayaklı, ister iki ayaklı olsun’ diyordu.” (s, 54)
“Elijah Muhammed, birçok insan için, sadece duvara asılan bir resimden ibarettir. Onların muhatap oldukları esas lider Malcolm X’dir.” (s, 64)
“Ayrıca Malcolm X, İslam Milletinin dini inanışlarının bazılarının sembolik olduğuna inanmaktadır ve bunu basın önünde de söylemektedir. Fakat Elijah Muhammed, bunları inanılması gereken hakikatler olarak sunmaktadır. Mesela, bütün beyazların şeytan olması iddiası bunlardan biridir. Öte yandan Malcolm, ortak amaca sahip başka organizasyonlarla iş birliği yapma taraftarıdır; fakat Elijah Muhammed, böyle bir iş birliğine yanaşmamakta ve Müslümanların tek başlarına hareket etmelerini istemektedir.” (s, 65)
“Genç Malcolm, daha dinamik, tavizsiz ve geri adım atmayan bir tutum takınılmasını isterken; ihtiyar ve hasta Elijah, daha uzlaşmacı bir tavır takınmaktan yanadır.” (s, 65)
“Malcolm X, İslam Milleti hareketinden ayrılmadan önce, hareketin sunduğu kendine has İslam anlayışı ile dünyadaki yaygın İslam anlayışı arasındaki uçurum hakkında, Elijah Muhammed’in oğlu ve müstakbel halefi Wallace Muhammed (ilerde Warith al-Din Muhammed olarak değişecektir) ile sohbet eder. Sohbette Wallace Muhammed ona, yapılması gereken işin, İslam Milletinin mevcut inançlarının bırakıp, Ehl-i Sünnet yoluna bağlanmak olduğunu söyler.” (s, 69)
“Malcolm x, hacdan döndükten sonra evrensel bir yaklaşımla faaliyetlerine devam etmeye karar vermiştir. İlk olarak Ehl-i sünnet inancını yerleştirmek için çalışmaya başlar. Cemaatine namaz kılmayı öğretirken bir yandan da onların Kur’an ve sünnetle bağlantılarını kurmaya çalışır. Harlem’deki camide namaz başlar” (s, 79)
“Malcolm X, en çok Hıristiyanlığın, yapılan haksızlıklar karşısında insanları pasifleştirmek için kullanılmasına karşı çıkmıştır.” (s, 94)
“İslam Milleti adeta, Malcolm’a yeni bir şahsiyet ve hayatına yeni bir anlam kazandırmıştır. Malcolm’u kimsenin tanımadığı bir sokak serserisi seviyesinden dünya çapında bir lider seviyesine yükselmesine İslam Milleti hareketi vesile olmuştur. Buna karşılık Malcolm X, kimsenin önem vermediği İslam Milleti hareketini dünya çapında yankı getiren bir grup haline getirmiştir.” (s, 106)
“Malcolm Little, ismini Malcolm X yapmakla aslında, asıl ismini ondan çalan sisteme başkaldırıyor ve yapılan hırsızlığın farkına vardığını dile getiriyordu.” (s, 106)
“Nihayet Malcolm, sadece kendisine verilen soyadı değil, ismi de reddeder. El Hajj Malik el Shabaz olur. Hayatının son safhasına geldiğinde kullandığı isim budur. Malcolm Little’dan, Malcolm X’e, oradan El Hajj Malik el Shabaz’a varan değişime paralel olarak, Malcolm’un dini inançlarında da bir değişim olduğunu göz önünde tutmak gerekir. Malcolm Little ismini Hıristiyan ve dinsizlik safhasına, Malcolm X ismini, İslam Milletinin öğretisi olan siyah ırkçılığına dayalı İslam anlayışını benimsediği safhaya, El Hajj Malik el Shabaz ise Ehl-i Sünnet inancına dayalı İslam anlayışına sahip olduğu safhaya tekabül etmektedir.” (s, 107)
“Elijah Muhammed’in ahlaki bir çürüme içerisine düştüğünü bizzat kendi ağzından duyan Malcolm X, o güne kadar adeta taparcasına itaat ettiği kurtarıcısından bir anda soğur. (…) Malcolm X öldüğünde ise gazeteler ‘Malcolm meteliksiz öldü’ diye manşet atacaklardır. Bu onun milyonlarca doları idare eden bir lider olduğu halde, hiçbir şekilde dürüstlükten ayrılmadığının tescili olmuştur.” (s, 108-109)
“Elijah Muhammed’den ayrıldıktan sonra, Harlem’de Müslüman Camii’ni kuran Malcolm X, İslam dünyası ile irtibatını kuvvetlendirebilmek için çaba sarf etmeye başlar. Onun bu çabaları, Amerika’da İslam’ı gerçek yörüngesine oturtacak ve hurafelerden kurtaracaktır. Bu açıdan Malcolm X, neredeyse bir asırdır arayış içinde olan ve bir türlü hakiki İslam’ı bulamayan ve yarı cahil ve hatta kötü niyetli liderlerin elinde sömürülen Amerikalı siyahların bu emelini tahakkuk ettirmiş bir lider olarak tarihe geçmiştir.” (s,109)
“Malcolm X’in hacda yaşadığı dönüşüm, hem dini hem de siyasi bir dönüşümdür. Bir yandan, İslam Milleti hareketinin batıl akidesini terk eden Malcolm X, diğer yandan İslam Milletinin ırkçı ideolojisini de bırakmıştır. Allah’ın birliğine, Hz. Muhammed (s.a.v)’in onun kulu ve resulü olduğuna iman eder. Artık, Elijah Muhammed’in kitaplarının yerine, Kur’an, Hadis ve Ehl-i Sünnet akidesini savunan âlimlerin kitaplarını esas alacaktır. Elijah Muhammed’in oğlu Wallace Muhammed de çok kısa bir zaman sonra Malcolm X’in izini takip edecek ve o da Ehl-i Sünnet inancını benimsediğini ilan edecektir. Her ne kadar, bazı siyahlar hâlâ eski İslam Milleti inançlarını savunmaya devam etseler de, Malcolm X ve Wallace Muhammed yanlış istikamette akan nehri doğru yöne çevirmeyi başarmışlardır.” (s, 111-112)
“Malcolm X’den sonra, ne Afro-Amerikalılar arasından, ne de Amerika’ya göçmen olarak gidip yerleşmiş Müslüman toplum arasından Malcolm X çapında bir lider çıkmamıştır. Malcolm X doldurulamayacak bir boşluk bırakarak hayata veda etmiştir.” (s, 140)
Aktaran: Davut Bayraklı