Sükût
Oturduğumuz semtin en çok kitap okuyan adamlarıydık. Aylardır dört tarafı kitaplarla çevrili adamızdan çıkmamış, görüşmemiştik. Bugün aradı, buluştuk. Çay içerken, “Artık kitap okumak da tatmin etmiyor” dedim. “Etmiyor değil mi?” diye cevapladı. Bir saat boyunca sustuk. Sonra hiçbir şey demeden el sıkışıp ayrıldık.
Eksik
Üç arkadaş, mükellef bir kahvaltı masasında hararetli bir şekilde memleket meselelerini konuşuyorlardı. Ekmek sepetine ilave yapan garson, “Bir eksiğiniz var mı efendim?” diye sordu.
İlki, gözlüklerinin üstünden uzaklara bakıp sessizliğini çoğalttı.
İkincisi, fazlamız var, eksiğimiz yok, demekle yetindi.
Üçüncüsü, tek eksiğimiz şükür, deyiverdi. Sessizce çıkan bu kelime üçünün de kalplerini teğet geçip çalan müziğin altında ezildi.
Celal Kuru
Resim: Petr Dick
2 Yorum