Kadıköy! Bu Sana Son Uyarımız…

Her gördüğümüz iki ayak arasındaki mesafe, adım anlamına gelmez. Sürekli hareket eden iki ayak, gövdeyi, götürdüğü yöne doğru yaklaştırıyorsa adımdır. Yönü olanın yolu olur ve ancak yolu olanlar yürüyebilir. Dolayısıyla Kadıköy sokaklarında gördüklerinizi yürüyor sanmayın. Yürümek, eylemsel bir harekettir.

Bahsettiğimiz yürümenin hakkını veren kişi artistik patinajdan uzak durmalıdır. “Ben yürüyorum” dediği anda bir yere varır ve vardığı yerde kalır. Oysa yürüyüş asla bitmemeli, tıkanmamalıdır. Emre aydın yeni şarkı besteledi de bizim mi haberimiz yok.

Bir yerden çıkıp bir yere gitmek, bizim nezdimizde yürümek değildir. Başlangıcını hatırlayamadığımız bir yoldan sonunu bilemeyeceğimiz başka bir yola doğru ilerlemektir yürüyüş. Eksi sonsuzdan, artı sonsuza…

Biz birbirimize karşı ya da birbirimize rağmen yürümeyiz Kadıköy’dekilerin yaptığı gibi. Birbirimizle yürürüz. Karşı karşıya değil, kol kola… Sezai Karakoç tekrar dergi çıkarır mı acaba?

Yürümek özgürlüktür. Ve belirsiz, meçhul yollarda yapılır. Hedef görünmez. Varılıp varılmayacağı bilinmez. Sadece yürünür. En güzeliyse çıkmaz sokaklarda yürümektir. Yürümekten başka çıkar yolun olmadığını biliriz böylece.

İç çatışmalar olmazsa insan kendini bulamaz. Sokaklar ise iç savaşın en belirgin merkezleridir. Kendiyle savaşmadan sokakta adım atan kişi, sadece yürüdüğünü sanıyordur. Var olmanın bir bedeli olduğunun bilincinde olmayan yürüyüş, yürüyüş değildir. Cesare Pavese kadınlar hakkında ne demişse doğrudur.

Yürümek, kendine doğru vakit ayırmaktır. Dibe ulaşamayacağını bilse de sürekli adım atmaktır. Dolayısıyla zamanın dışına çıkmaktır. Saatlerine bakarak zamanın içine içine koşuşturan kalabalık insan grupları bizden uzak olsun. Küçük İskender okumayın artık.

Yürümek, anımsamaktır. Düşünmek, hatırlamak ve bilmek…

Yürümek bazen kendini atlatmak için de yapılır. Zira sürekli tam bilinç halinde olan kişinin intihara meyil etmesi kaçınılmazdır. Bu arada Ajdar’la Boğa’nın orda karşılaştık ve imzalı resimini istedik.

Yürümek, hayatı boyunca bir türlü duramayanların özlemidir. Ama durmayı da hiç istemeyenlerin…

Yürümek, amaçsız ve bilinçsizce sağa sola aval aval bakınarak ayaklarını hareket ettirmek değildir. Olamaz da… O kadar.

Bu bağlamda, Kadıköy’de bilinçsiz, amaçsız, avare avare yürüyen kalabalığı (bakın kalabalık dedik) protesto ediyor ve bu hafta eylem yapmayacağımızı açıklıyoruz. Biz şimdi eylem yapmayacağız ya, bütünEdebifikir okurları Kadıköy sokaklarında fink atar, biliyoruz. Biz eylem yaptığımızda da bekle ki eylemci okur görsün! Bu okurlara da okkalı bir yazı geliyor vesselam!

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir