İnsan bir şey yapmadığında bile bir şey yapıyordur ki bu da ayrı bir şey yapmaktır. Bu mânada insanın özgürlüğünden bahsedemeyiz. Yani insan, sadece neyi yapacağını ya da yapmayacağını seçer ki aslında bu, belirli bir çerçevede seçim yapma zorunluluğudur, özgürlük değil. Belki insanın seçme özgürlüğünden bahsedebiliriz. Evet insan, seçebilendir. O kadar.
*****
Allah için hiçbir zorlayıcı kuvvet geçerli değildir. Ve aslında özgür olan sadece Allah’tır. Kulun özgürlüğü, Rabbine kulluktadır bu bağlamda. Bu durum ontolojiktir. Zira var olmak, kul olmayı önceler ve kulluk ise zorunlu ve ihtiyari (seçim) olarak ikiye ayrılır. Zorunlu kulluk herkes için geçerlidir ve tüm insanlar esma terkibidir. Bu bağlamda ızdırari(zorunlu) kulluklarını yerine getirirler. İhtiyari kulluk, ilahi olana gönülden teslimiyettir ki bu özgürlük sonucunu verir. Fakat buradaki özgürlük metafizik bir özgürlüktür. İyi düşün.
*****
Metafizik açısından bakarsak kölelik; özgür olmak için engel değildir.
*****
Kişilerin kendi bedenlerine karşı olan tutsaklıkları özgürlüğü engeller. Tutsaklık ile özgürlük bu bağlamda karşıttır. Bedeninin isteklerine hayır diyemeyen insan kendini özgür sanırken, aslında köle olduğunun farkındasızlığında yaşamaktadır. Ve dünya ise koskoca bir hapishanedir, ben özgürüm diyene.
*****
İnsan tüm edimleri kendi özgürlüğünün çerçevesinde gelişir ki biz buna kader deriz. Kader derin mevzu, en iyisi îman etmek.
*****
Allah, zât olarak bilinmeyendir. Bilenemez de zaten. İnsanın bildiği Allah’ın isim ve sıfatlarına dair bilgidir. İnsan bu isim ve sıfatlardan yola çıkarak zâta dair bilgi üretir. Sınırlı aklın sınırsızı kavrayabildiği ölçüde. Artık ne kadar kavrıyorsa!
*****
Özgürlük zorunluluktur. Aksi düşünülemez. Eğer düşünülüyorsa, bu durum özgürlüğün varlığını kanıtlar.
*****
Allah’ı bilmek; tutsaklığın bitişidir. Allah’ın bilinmesi (Mârifetullah) ile tüm korkulardan âzat olunur. Allah’a karşı bir özgürlükten ise bahsedilemez. Kul kuldur. Haddini bilmelidir.
*****
Fotoğraf: Dr. Tayfun Şahin