Yaz Rehavetinin Yazarlarımız Üzerindeki Etkileri

Kavga çıkmaması için yazar isimleri harf sırasına göre dizilmiştir.

***

Abdullah Karaca: Bodrum’da güneşleniyor. Gözlük camları nemleniyor. Aklı buğulanıyor, gaflet ve dalalet içinde. Kendisi için dua ediyoruz.

Bahadır Dadak: Kastamonu’da Mehmet Raşit’in ve Mükerrem Mete’nin askerlik yaptığı 5. Jandarma Eğitim Alayı’nda askerlik görevine başladı. Kendini iyi hissediyor. Üst devrelerin bıraktığı bir Sait Faik kitabına başladı. Dua istiyor. Usta birliği Şırnak…

Bilal Can: Yazın etkilemediği yazarlarımızdan. Haftada en az beş dergiye yazı ve şiir yazıyor. Boş vaktinde de tezini yazıyor. Amerika’dan “ghost writer” sektöründen teklif alıyor. Ispanak yerse daha çok yazacak, belki şirinleri bile görecek.

Celal Kuru: Kitap zamlarından mağdur. Acaba artık kitap almasam da kendimi mi okusam diyor. Kadim İstanbul, onun kederinden ötürü mahcup.

Davut Bayraklı: Memleketin hâli sebebiyle evde zor tutuyoruz kendisini. Ayrıca güzeller güzeli bir kızı var. Kızı için üzülüyoruz, dört aylık yavrucak Trabzonspor tulumu giymek zorunda. Her evlilik haberi onu mutlu ediyor. O da Aydoğan K gibi telife bakmaya başladı. Fakat yine de Sulhi Ceylan’ı kıramıyor.

Emre Baştuğ: Çiçeği burnunda evli. Görüşmüyoruz. Zaten Bosna-Hersek’te artık. Yazarlığı bitti. Sulhi Ceylan’ın ve Mehmet Raşit’in emekleri zâyi oldu. Artık iki satır yazamaz. Heyecanla Üsküdar çay ocaklarında yazı projelerini anlatan o Emre artık yok, geçmiş olsun. Keşke bizi utandırsa ama nafile.

Feyza Yapıcı: Bir üniversite kesmedi ikincisini okumaya başladı. Gökten başına Kamus’ul Muhit düşmesini temenni ediyoruz, yaz rehavetine iyi gelir.

İbrahim Halil Aslan: Aydoğan K’nın bütün yazılarını okuduğu nadir yazarlardan birisi. Az yazıyor ama devamlı yazıyor. Ontolojik dertleri bitmese de hayli dingin bir duruşu var, yaz mevsimi onu çok sarsmış görünmüyor.

Kerim Kolat: Hikâyelerinde anlattığı, çocukluğunun geçtiği mahallesinin her tarafının çirkin beton binalar tarafından işgal edildiğini gördüğü için intihar etmesinden korkuyoruz. Allah’tan mevsim sonbahar yahut kış değil.

Mehmet Erikli: Ah Erikli! Sen yazı yazmayalı ne kadar oldu biz günleri sayamadık. Mehmet Erikli randevularına geç kalmayı, yazı vaatlerini ertelemeyi sürdürüyor ama artık o meşhur oduncu gömleklerine yaz mevsimi nedeniyle ara verdi. Yaz rehaveti yazdığı felsefe tarihi kitabını etkilemiş midir? Sanmıyoruz. Erikli yazı masasında yaşar, onun dışında da yazı masasına bir an evvel nasıl ulaşacağını düşünmekle geçer.

Mehmet Raşit Küçükkürtül: Okumaya doyamadı. Memleketine döndü ve kitaplarına kapandı. Hayatı hep hasretle geçecek, en azından kitaplardan yana biraz hasreti dinse bari diye ümit ediyoruz. Askerlik onu pek değiştirmemiş görünüyor ama o aynı kanaatte değil.

Muhammet Emin Oyar: Uçakların uçtuğunu sanıyor galiba. Yaz günleri onu hatırlamıyor.

Mustafa Çolak: Evlilik meşakkati sürüyor.

Ömer Ertürk: Evlilik keyfi sürüyor.

Raşit Ulaş: “Biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz” olarak devam ediyor. Twitter’ı kapatmadan öfkesinin hakikatine ulaşamayacak. Palmiye’yi, şöhreti, aktüelin darboğazını yaşıyor. Ruhu, mecbur kalmadıkça konuşmadığı, mecbur kalmadıkça yemediği günlerin hasretini duyuyor.

Sulhi Ceylan: Vefasız arkadaşları sebebiyle “artık arkadaş edinmeyeceğim, herkes beni terk ediyor” deyip kitaplarına ve yazıya sarılırken dilinde “Annen seni inkar etmişti, aldım etime dokudum” dizesi dolanıyordu.

Abdurrahman Mıhçıoğlu: Bu isimde birini tanımıyoruz!

DİĞER YAZILAR

4 Yorum

  • Gulfidan , 18/08/2015

    Abdullah karaca rehavete kapılmaz; estetik duruş sergiler.
    Aydoğan K’nin yazılarını özlüyoruz. Sanki acılarını ibrahim halil aslan’a devretmis gibi. Ikisinin acıları aynı kaynaktan besleniyor gibi. Beraber bir söyleşi yapsınlar kaydını da burdan yayinlayin lütfen.
    Celal kuru hergün yazsın okuyalım.

  • m.emin , 11/08/2015

    uçakları bilmem ama traktörler uçuyor…

  • sankiokudum , 11/08/2015

    Aydoğan K. ikinci el uzay mekiği bulunca haber etsin. yol arkadaşı olmak istiyorum. zavallı gezegen plütona gidelim. kimse onu nimetten saymıyor ama ben plütonu severim.

  • Tankut , 11/08/2015

    Sayın Karaca Bodrum’da ise diğer Edebifikir heyeti neden İstanbul’da?

    Edebifikir bundan sonra ege sahillerinde de mi eylem yapıyor yoksa?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir