Yağmurlu Bir Kadıköy Akşamı Geceyi Uyutmamak

Edebifikir Haber Ajansı

Çocukluğumuzdan kovulmuştuk. Suskunluğumuzun tam ortasında bir kez daha kendimize sürgün edilmiştik. Kelimeleri yutulmuş bir dünyada yaşamanın acısını ve zedelenmiş hatta kırılmış bir dosta tutunmanın önemi bilmez değildik. Durup dururken eğilip sokağın sesini dinlememizin ve dahi karmaşanın göbeğinde birbirimize dönmemizin tek sebebi buydu. Dostun o sımsıcak sesini duymak…

17 Ocak Salı akşamı Edebifikir ekibi Kadıköy’de buluşma kararı aldığında her zamanki gibi Kadıköy bu buluşmadan bir şekilde haberdar olmuş ve yaşadıkça tuhaflaşan ve tuhaflaştıkça kendine kapanan sokaklarını Edebifikir’in kalemşörleri ile buluşturmanın derdine düşmüştü. Rüzgâr denizin o doyulmaz kokusunu sokaklara taşımış, martılar çığlıklarını Moda’nın kalbine bırakmış, yağmur caddeleri hüznüyle yıkamış, sahaflar şiir kitaplarını raflara dizmiş, kısacası Kadıköy kendi özgünlüğü ile büyük buluşmaya hazırlanmıştı.

İbrahim Aksu Üsküdar’dan, Sulhi Ceylan Maltepe’den, Feyyaz Kandemir ve Celal Kuru ise Cağaloğlu’dan Kadıköy’e doğru hareket ettiklerinde sanki tüm toplu taşıma araçları toplama kampından kurtulmanın sevincini yaşıyordu. Yaşıyordu çünkü varlık insana âşıktı. İnsan ise âlemin gözbebeği olması hasebiyle kendindeki o koskoca âlemi bulma derdindeydi.

Saat 18.30’u bulduğunda ekip her zamanki gibi Rıhtım cami önünde buluştu. Leyla Mecnun’la, dert dermanla, gözyaşı sevinçle, kitap yazarıyla, Kerem Aslı’yla, insan insanla buluştu. Nazargâhı ilahi olan kalp tecelli ile coştu. Kadıköy şöyle bir gerinip kendinde gerçekleşen tevhid halinden ser-hoş olup çareyi insana secdede buldu. Şeytanın idrak edemediğini Kadıköy idrak etti ama gafiller yine anlamadı.

Ekip, mutad kitapçı gezmesini bitirdikten sonra kendilerini Çaykolik’te buldu. Yeni kitaplar, İmam Gazalî, İhsan Fazlıoğlu, Dücane Cündioğlu, inandığımız değerler ile yaşadığımız dünya arasındaki çatışma, insanın kendini bilmek yerine arzularına sığınması, şiir ve şuur gibi pek çok konu konuşuldu, tartışıldı ve en son masanın üzerine bırakıldı. Çayların biri gelip biri giderken birden masanın üzerine isyanı koymadıklarını düşündü yazarlarımız. Celal Kuru Leyla’yı unutmayın derken Feyyaz Kandemir oldu olacak masaya kimsesiz kitapları da koyun deyiverdi. İbrahim Aksu durur mu o da hakları yenilmiş garibanları da masaya koymak gerektiğinin altını çizdi. Masaya bakan Sulhi Ceylan o halde ben de masaya gençliğimi koyuyorum, Kadıköy taşısın nasıl taşıyacaksa, deyiverdi.

Feyyaz Kandemir Edebifikir ile ilgili yeni projelerini anlattı. Celal Kuru hiçbir şey yapmamanın da aslında bir şey yapmak olduğunu, kendisinde kadim hale gelen beklemenin felsefesini değil irfanını dile getirirken, İbrahim Aksu her zamanki gibi sistem eleştirisi ile konuşmasını sürdürdü. Sulhi Ceylan ise “ben” deyip duruyordu ille de “ben”. İçilen çaylar kana karışıp vahdeti insanda bulduklarında, ekip Kadıköy turu için ayaklandı. Rıhtımdan Bahariye’ye, Bahariye’den sanat meydanına doğru yapılan tur esnasında Kadıköy de Edebifikir ekibinin etrafında tavaf ediyordu. Ekip sanat meydanına yaklaştığında Sulhi, kurşunlarınızı hazırlayın şiir okuyacağız dedi ve hemen ortaya geçip bağırarak şiirlerini Kadıköy’ün ıslak ve nemli sokaklarına bırakıverdi. İbrahim durur mu o da namluya bir İsmet Özel yerleştirip sesini yağmurun sesiyle buluşturdu.

Son olarak sahneyi Celal aldığında Kadıköy ahalisi umursamaz bakışlarını şiirin üstüne bırakıyor ama ilerledikçe durup geriye bakıyor ve bir şeyleri yanlış yaptıklarının farkına varıyordu. Son şiirden sonra ekip ayrılmak için birbirine baktığında Feyyaz, hayır ayrılmıyoruz Kadıköy buradaysa biz de buradayız, deyince ekip adımlarını Moda’ya doğru usulca atmaya başlamıştı bile. Saatler ilerliyor ama hiç kimse saatine bakmıyordu. Yağmur hızlandıkça attıkları adımları yavaşlatan ekip yağmur ile birlikte Kadıköy’ü günahlarından yıkıyordu. O gece nasıl sona erdi bilmiyoruz ama ne yağmur durdu ne de ekip sokakları arşınlamaktan vazgeçti. Her arşınlanan sokağın aslında kişinin kendi kalbindeki sokaklara denk geldiğini bu metni okuyan herkes de biliyordu.

 

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • Serair , 18/01/2017

    Her şehrin sokağında yüksek ses şiir okuyan arızafikirliler türeyene dek… Ağınız genişlesin amin :) Kim bilir günün birinde denk geliriz belki.

  • Modabey , 18/01/2017

    Vay be… Edebifikir, okurşörlerinden habersiz eylem düzenliyor. Moda, rıhtım fink atıyor. Yemin ediyorum 500T’nin çift basmasına aldırış etmeden, akbilimin son kuruşuna oynar, çiseleyen yağmur damlalarında ağzımı açar sizi dinlerdim. Kalbimi kırdın Edebifikir!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir