Virgülün Ontolojisi

Konuşurken, anlamın karşı tarafa geçebilmesi için kelimeler arasında hafif, cümleler arasında ise biraz daha belirgin boşluklar veririz. Bu boşluklar sayesinde iletmek istediğimiz anlam şekillenir. Boşluk, ilk bakışta hiçbir şey yapmıyor gibi görünse de, aslında anlamın ortaya çıkması onun varlığına bağlıdır. Bu boşluğun benzeri bir görev yapan virgül de, düşünceye nefes almayı sağlayan aralığı sağladığı için anlam açısından yadsınamaz bir önemi haiz. Nefes aralıklıları düşüncenin ritmini sağlar, anlamın algılanmasına hizmet eder ve böylece de doğru anlama ulaşılır. Kısacası virgül, okura sağladığı zaman sayesinde anlamın kendini göstermesine hizmet eder.

Virgül, bir devrimcidir. Özne ile yüklem yahut neden ile sonuç arasında girerek okuyucuya nefes aldırır. Böylece hem anlamı yönlendirir hem de yanlış anlamaların önüne geçer. Bazen de çok anlamlılığa kapı açar. Virgül deyip geçmeyin, hafifçe durun ve bakın neler değişiyor.

Virgül, bazen kararsız düşüncelerin soluklanma yeri olur. Belirsizlikleri belli ederek, kesinliğe ulaşılamadığını ya da ulaşmanın imkansızlığını vurgular. Cümle, virgül sayesinde yazarın elini güçlendirir. Yazara özgürlük, okura da yorum alanı açan virgül hep ile hiç arasındaki gerili ipte yürüyen bir akrobattır.

Virgül, anlam kaymalarının düşmanı olup okuru bu hatalardan korumakla görevlidir. Okura, durması gerektiği yeri göstererek anlamın kapısını açar. Karmaşanın önünü alan virgül, yazarın sessiz sesidir. Yazarın, okuru yönlendirdiği bir araç olan virgül, neye vurgu yapıldığını da belirtir. Yeter ki virgülün görevinin ne olduğu iyi anlaşılsın. Çünkü her virgül, yazarın niyetini işaret eder. Okur ise bu niyetleri çöze çöze anlama doğru yürüyen bir yolcudur.

Virgül, farklı pencerelerden anlamı seyretmenin de aracıdır. Okuyucuya yorum alanı açtığı için çok katmanlı okuma imkânı sunar. Okuyucu, virgül sebebi ile nefes aldığında, sadece nefes almaz, farklı anlamları da fark eder. Diğer kapıların varlığının ayırdına varır.

Eğer cümleden kasıt istenilen anlamın okura doğru bir şekilde iletilmesi ise, virgül düşüncenin hayatta kalmasını sağlayan nefestir. Yanlış anlamalara açılan kapıları kapatan bir kahramandır. Kısacası virgül, düşünmeyi ciddiye almanın noktalama işaretlerindeki mimarıdır.

Virgül tüm bu görevlerinin yanında ironinin de olmazsa olmaz oyuncusudur. Okuyucuyu şaşırtma ve anlamı manipüle etmek için yine sahnede gördüğümüz virgül, kendinden önce yazılan kelime ya da cümlenin vurgusunu değiştirerek, yazılanların tam tersi bir anlama işaret etmesini sağlar.

Virgül, kelimeye ve hatta cümleye saygının ifadesidir. Cümle içindeki eş görevli kelime veya kelime gruplarını ayırarak, her öğenin vurgulanmasını sağlayan virgül, bu özelliği ile her kelimenin varlığını kabul edip saygı duyulması gerektiğini bize öğretir. Virgülün bu görevi öncelikle ayırmadır. Ama ayırmaktan kasıt ise karışıklığı önleyip her kelimenin önemini vurgulamaktır. Virgül, varlığı olduğu gibi kabul etme ve her varlığın kendini gösterme hakkına saygının bir göstergesidir.

Virgül, kaos değil kozmostur. Kelimeleri sıraladığı, aralarında düzeni sağladığı ve böylece bilgiyi kategorize ettiği için noktalama işaretlerinin önde gelenidir.

Yazar, virgül sayesinde yeni sahillere açılır. Ana düşüncenin yanında okura sunulması gereken yan cümleleri kendince ayıran virgül, bu görevi sebebiyle okurun da yeni anlam boyutlarına açılmasını sağlar. Yazar da savunduğu düşünceyi derinleştirme imkanına ulaşır.

İnsanla virgül arasında pek çok benzerlik vardır. Öncelikle insanı bir cümleye benzetecek olursak, bu cümle tamamlanmamış olurdu. Ulaşılamayan özlemler ve gerçekleşmeyen beklentiler nedeniyle insan çoğu zaman eksikti, tamamlanmaya meyilli, tamamlanmaya âşıktır. Virgül de cümleyi aniden duraksattığı ve nefes almaya imkân tanıdığı için ilk bakışta eksikliği, tamamlanmamışlığı işaret eder. Nokta gibi değildir, son sözü söyleyemez. Sadece anlama giden yolu kolaylaştırır, kendinden sonrasını haber verir.

İnsan da sürekli yüklemli bir cümle olmaya çabalayan fakat ölüm sebebiyle tamamlanamayan bir varlıktır. Son sözünü söyleyemeden gözlerini kapatmak zorunda kalır. Bu yüzden en insanî noktalama işareti virgüldür. Virgül asla kendini öne çıkarmaz, hep bir başka şeye işaret eder. Tevazuun sembolüdür. İnsan da ontolojisi gereği aciz bir varlıktır, varlığı baştan sona tevazu gerektirir. Aksi şekilde davransa da bu hakikat değişmez.

Virgül gibi insan da kendisini var edeni işaret eder. Aynı zamanda varlığının kendinden kaynaklanmadığını fısıldar. Var olmak, varlığı işaret etmektir. Varlığı işaret etmek ise varoluşa katılmaktır. Her insan, bir virgül gibi oluşta kendi akışını sürdürür.

Eş görevli kelimeleri sıralayan, cümle içindeki ara sözleri ayıran, vurguyu değiştiren, duraklatan, ironi, çelişki, gerilim gibi dil oyunlarına imkân veren virgül, kelimeler kadar sessizliğin de önemli olduğunu, anlam güneşinin bu sessizlik sayesinde doğduğunu gösterir. Nefes almanın, duraklamanın insani olduğunu ve anlamın da bu insanilikten neşvünema bulduğunu ima eder. Anlamın, virgülün ritminde gizli olduğunu bilenler, virgülü her zaman saygıyla anar ve insanın da bir virgül olduğunu unutmazlar.

Sulhi Ceylan

 

 

 

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir