1. İnsan ve günah (suç) arasındaki ilişki bıçak ve kesicilik arasındaki ilişkiyle aynıdır. Hırslarına mağlup olan, kibrini kendine tanrı edinen insanın işlemeyeceği suç yoktur. Önüne kim çıkarsa çıksın kesilecek (yok edilecek) bir nesne olarak görebilen insanın gaddarlığına ise tarih şahittir. İnsanın insanlaşması yani kâmil-olgun olmasının önündeki en büyük engel olan suç ve günahın altında hayvani arzular yatar. Hayvanını (kendini/ego) terbiye etmeyen insan, sırf daha fazla suç işleyebilmek ve vicdanını rahatlamak için ara sıra iyilik bile yapar. Ama durun, burada sizi anlatmıyorum, siz son derece pak ve temizsiniz. Ellerinizde hiç kan yok! Öyle değil mi?!
2. Günlüğünde, “Bunlardan çok iyi hizmetkâr olur. Sadece elli kişiyle bütün bu yerlilere kolaylıkla boyun eğdirebiliriz ve istediğimiz her şeyi yaptırabiliriz” diyen Kristof Kolomb ve çocukları o günden bugüne yaklaşık yetmiş milyon Kızılderili’yi katlettiler. Şimdi ise demokrasi havarisi kesilip güya dünyaya adalet dağıtıyorlar.
3. Hangimiz, Henri Bergson’un “Şahsi menfaat peşinde koşan zeki bir varlık çok zaman kamu menfaatinin istediğinin tam tersini yapar” cümlesine dâhil değiliz? Kişisel çıkarlarımız söz konusu olduğunda çiğnemeyeceğimiz kural kalmaz. O halde ilk taşı kim atsın?
4. Bosna Savaşı sırasında, Srebrenitsa kasabasında 13-18 Temmuz 1995 tarihleri arasında sekiz bin genç ve yetişkin Bosnalı, Sırp askerleri tarafından katledildi. İnsanlığın gözü önünde her an insanlık öldürülüyor. Ve tüm devletler olaya kişisel menfaat açısından bakabiliyor. Bundan daha kötü ne olabilir?
5. 2019 yılında, sadece Amerika’da silah kullanımı sonucu 38.730 insan öldü. 2017 yılında dünya genelinde 463.821 kişi cinayete kurban gitti.
6. “Comfort Women” adını duydunuz mu? İkinci dünya savaşı sırasında Japonya, işgal ettiği Çin ve Kore gibi ülkelerdeki kadınları seks kölesi yaptı. Japon askerlerinin cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için iki yüz bin civarında kadına senelerce tecavüz edildi ve bu kadınlara da “Comfort Women” adı verildi. Yıllar sonra 14 Ağustos, bu kadınları anma günü olarak belirlendi. Soru şu; yarın aynı şartlar ortaya çıkınca bu olayın tekrarlanmayacağının garantisini kim verebilir?
7. ABD, 2003 yılında “istikrar ve demokrasi” getirme vaadiyle Irak’a girdi. Aslında bu bir işgaldi. 18 Aralık 2011 yılında ABD askeri kuvvetleri Irak’tan ayrıldığında arkalarında bir milyon iki yüz bin ölü Iraklı bıraktılar. Irak’a yaptıkları operasyonun adı “Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu” idi.
8. Fârâbî’nin rüyası tek dünya devletiydi. Böylece insanlık, akli olarak en yüksek seviyesine çıkacak ve savaşlar da sona erecekti. Dünya, tek devlet fikrine hâlâ hazır değil ama uluslararası suç örgütleri bir şekilde birleşip kötülüklerine kötülük katabiliyor. Her yıl dört milyon kadın ve çocuk bu örgütlerin eline geçiyor ve fuhuş yapmaya zorlanıyorlar. Kadın ve çocuk ticaretinden ise yedi milyar dolar kazanıyorlar.
9. Eski Yunanlılar, kendi doğularındaki bütün milletleri barbar sayarlardı. Yahudiler kendilerini Tanrı tarafından seçilmiş millet sanıyor, Naziler en üstün ırk, Araplar kendilerinden olmayan tüm milletlere acem diyor, Amerikalılar demokrasi havarisi… Bu arada bir Türk dünyaya bedeldi dimi? İşte bütün bunlar palavra, sadece palavra.
10. Tarih 14 Mayıs 1948. İsrail, Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etti. O günden bugüne on binlerce Filistinli öldürüldü, bir milyon civarında kişi kendi topraklarından sürüldü, 675 köy yok edildi ve belirlenen kentler Yahudileştirildi. Ve bu zülüm siz bu satırları okurken devam ediyor. Her şey biz yaşarken oluyor. Bize dokunmayan yılan yaşamaya devam ediyor!
11. Yirmi yıllık karısını öldürdü, kocasını öldürtmek için kiralık katil tuttu, kızına tecavüz etti, mirasa hemen konmak için babasını öldürdü, eşini en yakın arkadaşı ile aldattı, tartıştığı kardeşini bıçakladı… Bunlar ya evimizde ya üst komşumuzda ya da sokağımızda gerçekleşen olaylar. Hâlâ elinizin kana bulaşmadığını mı düşünüyorsunuz?
12. Dünyada ilk cinayeti (büyük günah) işleyen Hazreti Âdem’in oğullarından Kâbil. Günahın ana özelliği bir diğerine hamile olması. Yani her günahın ufkunda daha büyük bir günah var. Şu an toplu katliamlardan bahsediyoruz. Ülkelerin haritadan silinmesinden… Atom bombasından… Yarını düşünebiliyor musunuz?
13. Ve çocuklar. Dünyanın umudu… Saflığın simgesi çocuklar… Her yıl dünya genelinde kırk milyon civarında çocuk istismara maruz kalıyor. Bu istismar sadece fiziksel ve duygusal değil! Çocuklar cinsel olarak da istismara uğruyor. Ve bunu yapanlar da bir zamanlar çocuktu. İnsanlığın karnesi hiç iç açıcı değil.
14. Şu an dünya genelindeki hapishanelerde yaklaşık 10.740.000 mahkûm yatıyor ve bu rakama Çin, Kuzey Kore, Eritre ve Somali gibi bilgi vermeyen ülkelerdeki mahkûmlar dâhil değil. Bir de suç işleyip yakalanmayanlar var ama bu kişilerin sayısını hesaplamak imkânsız. Her geçen dakika insanlığın günah tablosuna binlerce suç ekleniyor. İnsanlık âdeta günahla yıkanıyor ama bu metni okuyanlar dâhil herkes kendini masum sanıyor. Ya da bir bahanenin arkasına saklanıp suç işlemeye devam ediyor.
15. Artık ABD her evde. Her kalp kapitalist. Didem Madak bir şiirinde boşuna şöyle dememişti: “Keşfettim / Küçük ruhlarınızdaki büyük Amerika’yı / Hadi alkışlayın! / BU SİZİN BAŞARINIZ.” O halde dünyanın altına kocaman bir el bombası yerleştirmenin tam da zamanı. Çünkü insan insana fazla geliyor. Kişi başına düşen suç oranını düşürmek için insansız hava sahası şart. Bülent Parlak haklıydı; “Hepimiz ölecek yaştayız!”
Sulhi Ceylan
(İzdiham Dergisi, 47. sayı)
1 Yorum