Sulhi Ceylan, ruhuna dokunan ateşi yazdı.
***
Küçük Prens’e
Sana bundan sonra Küçük Prens diye hitap edeceğim. İnsan bazen susmalı bilirsin, sustuklarını unutmak için.
İnsanlar, kıyameti bekliyorlar. Hâlbuki kıyamet, her insanın kendi doğumuyla kopar. Fakat bir türlü görmek, daha da acıklı olanı bilmek istemez insanlar bu gerçeği. İstemezler çünkü ölüme dönük yaşadığımız yadsınmak istenir. Yadsındıkça mutluluğun geleceği vehm edilir. Sen hiç mutlu oldun mu Küçük Prens?
Sana yazmanın nasıl bir duygu olduğunu sen bilmezsin Küçük Prens. Bilmezsin çünkü sen saflığını hiç kaybetmedin ki… Sen yarana taş basmak nedir, sen uluorta bırakılmak nedir, sen dudakların özlem sözcüğünden yaralı olması nedendir bilmezsin çünkü. İyi ki de bilmiyorsun. İnan, hayat her gece dağ gibi yeryüzüme iniyor ve inan, her gece sabaha kadar o dağda kuyu kazıyorum. Kuyular kazıyorum sana. Ama sen yine de bilme. Bilme ve öylece kal.
Bilirsin Küçük Prens, yol durunca anlaşılır. Ne kadar yol gittiğimiz bilhassa durulmadan anlaşılmaz. Ayağımızın altından kayan yollar da durmadan anlaşılmaz. Böyledir, yol hayattır. Böyledir hayat bitirilmemiş ve çıkmaza çıkan yollardır.
Hüznünü saklayamayan gözlerle karşılaştın mı hiç Küçük Prens? Nasıl gözlerdir onlar bilir misin? Ya da dur, hiç bilme sen yine. Harfsiz ve sessiz sorulan soruları duyma sen. En iyisi yüzümde ki bulutu görme sen.
Zamanın eteklerini çekiştiren insanlar vardır Küçük Prens. Öyle ki hayatlarının donduğu ve saatlerinin ilerlemediği o saatte yaşarlar bir ömür. Bir ömür o saati tekrar ederler, bir ömür kanarlar… Ağızlarından çıkan kelimelerin arkasında duramazlar. Bir gerilla hareketidir hayat onlar için. Bir ateş eğitimi. Sana hiç ateş dokundu mu Küçük Prens?
Perdeler vardır Küçük Prens. Perdeli hayatlar vardır. Perdeler ki ayırır; sen ben diye. Kırılan ümitler hırçınlaştırır. Oyunda sadece seyirci olduğunu anlarsın. Anlarsın ve sukûtu giyinirsin. ‘Hayat böyle bir şey mi?’ diye sormak geldi belki de içinden Küçük Prens. Evet hayat böyle bir şey. Evet hayat, biriktirdiğin beklentilerin altında kalmaktır.
Sana Küçük Prens demek nedense içimi ferahlatıyor. İçimdeki, en derinimdeki saflığını kaybetmemiş o nokta var ya, hayata tutunduğum nokta hani… İşte o noktayı da kaybetmekten çok korkuyorum. Benim için onu saklar mısın Küçük Prens?
1 Yorum