Cüneyt Arkın Bize Bir Şeyler Söylüyor

Raşit Ulaş Çetinkaya, Cüneyt Arkın’ın Brad Pitt’ten daha yakışıklı ve Brucu Lee’den daha delikanlı olduğunu anlatıyor.

***

Kendini Hiroşima’da bulabilir misin? Özgürlük adına kendini yakan Vietnamlı’nın et kokusunu duyabilir misin? Okullarda vurulan gençlerin kanlı elbiselerini giyebilir misin?  Filistin’deki kurtuluş savaşçısı gerillaların fişekliğini kuşanabilir misin? Beni barış içinde, çıkar düşünmeden sevebilir misin?  (Yıkılmayan Adam – 1977)

Cüneyt Arkın Türk sinemasının en büyük efsanedir!

Onun etkisinin hiç şüphesiz sosyolojik boyutu da oldukça ağır basmaktadır. 70’lerin, 80’lerin, 90’ların çocuklarının hayatlarında bütün varlığıyla yer almış, oyunlarda “hieeeytt” nidalarıyla “seni döverim uleyn” cümlelerinin birleştiği, tahtadan kılıçlarla Kara Muratçılık ve Malkoçoğluculuk, boncuk tabancalarıyla Polis Kemâlcilik oyunları bu üç kuşağa nasip oldu. İki binin sanal kahramanlarının karşısında Cüneyt Arkın bütün heybetiyle hâlâ duruyor ve bizim neslimizden bir tane bile kalmayana kadar öylece duracak.

Hollywood’u ağzı açık ayran budalası gibi seyrederken “adamlar ne film ne yapmış ulan bi de bizim Cüneyt’e bak, tek vuruşla on adamı deviriyor” diyorlar. Evet deviriyor ama orada sana bir şey söylüyor olabilir mi?

O, bir şarjör mermiyle vurulup da elindeki kese kâğıdını ve ekmeğini düşürmeyen adamken,  bize bir şeyler söylüyordu. Malatya serdarı Hüseyin Gazi iken Süleyman Gazi türbesinin Bizans topraklarında olmasına aldırış etmeden “Bize ilişmek Bizans’ın haddine mi düşer?” diyerek oraya gitmesi ve Bizanslı gavurlarla tek başına cenk etmesi bize bir şey söylüyor. Kara Murat iken tek hareketle kalenin burcuna zıplaması, iki atın arasında savaşması, dört okla dört elmayı vurması bize bir şeyler söylüyor. Sonsuza kadar mutlu olabilecek miyiz diyen sevdiğine “Nayır önce görevim gelir!” demesi bize bir şeyler söylüyor. Bizans zindanlarına zincirlenmişken şehadet getirip, Allah’ın ismiyle o zincirleri kırması bize çok şey söylüyor, duymuyor musunuz?

***

Cüneyt Arkın güzel sevdalanır. Orta halli bir memur iken karısı için silah kuşanır -zaten doğuştan keskin nişancıdır- bütün mafyayı karşısına alır. Bizans gavuru onu kovalarken girdiği odada hiç yapmayacağı şekilde “düşman beldenin yaman güzeli”nin güzel gözlerinin hatırına saklanır. Ona soysuz babasını ve amcasını öldüreceğini söylemekten çekinmez ama “kahpe Bizans ilk günden doğru yolu şaşırttı bize” diyerek de nefs muhasebesini yapar. Sonunda ne olursa olsun Eleni, Ayşe olur ve Cüneyt Arkın tebliğ vazifesini yerine getirmiş bir gavur kızını Müslüman hanımı yapmıştır.

***

İyi bir mizahçıdır Cüneyt Arkın. Kavga ederken de eğlenmesi bilir. Döveceği adamı hemen dövmez, önce arkasına gelir sağ omzuna dokunur adam sağına dönünce soldan patlatır yumruğu. Yahut koşarak kendisine gelen iki adama önce dur işareti yaparak onları eblehleştirir, sonra elindekini yukarıya atar adamlar yukarı bakarken sağ ve sol yumruğunu adamlara aynı anda geçirir.

***

Cüneyt arkın Bruce Lee’den delikanlıdır. O, düşmanı kılıcını yere düşürdüğünde kendi kılıcını da bırakarak şartları eşitleyerek -aslında onun karşısında şartlar hiç eşit olmaz- kavgasına devam ederken Bruce, Kerim Abdulcabbar gibi bir düşmanı silahını düşürdüğünde, mınçıkasıyla onu dövmekte bir beis görmez. Cüneyt Arkın aman dileyen düşmanının canını bağışlarken Bruce Lee affetmez, ayağıyla boynunu kırar.

***

Cüneyt Arkın Brad Pitt’ten daha yakışıklıdır. Hâlâ yakışıklıdır. Hep yakışıklı olarak kalacaktır. Bunu inkâr eden ciddi şekilde nefs ve zihniyet muhasebesine girmeli. Vahşi Batı karşısında aşağılık kompleksi içinde olduğunu düşünmeli kendisini sorgulamalıdır.

***

Yeşilçam’ın Müslümanlık’a olan karşı kampanyası, farkında olmadan büyük hizmet yapmıştır. Evet,  Yeşilçam’ın cumhuriyetçi yönetmenleri Seyyid Battal Gazi’ye, Fatih’in fedaisi Kara Murat’a, akıncı Malkoçoğlu’na içki içirip, onları kadınlarla yakın ilişki içine sokmuştur. Evet, Bizans’a çalışan casusu Arap, ismini de Abdüsselâm yapmıştır. Ama bu hiçbir zaman Hammer Usta’nın Ahmet Turani, Eleni’nin Ayşe Sultan olmasına vesile olan, zincirleri kırarken “Allah’ım bana yardım et” diyen, “kancık kelleni ödlek bedeninden ayırmaya geldim” diyerek kâfir Bizanslı’dan “bu anam için, bu babam için, bu bütün Malatya için” diyerek ailesinin intikamını alan, “tanklatopla, tüfekle beklerimuçaklaağır sanayi hamlenizle falan sözüyle kapitalizme meydan okuyan, sağ ve sol serçe parmağı hep diğer dört parmağından biraz ayrı duran yakışıklı ve delikanlı, tam manasıyla jön imajını asla zedelemedi, zedelemeyecektir. Biz milenyum kahramanlarından Miroğlu’nu da Cüneyt Arkın gibi delikanlı olduğu için sevdik.

***

Son olarak, sene seksenlerin sonu doksanların başı…

Türkiye-Suriye ilişkileri yine bugünkü gibi gergindir. Bir savaş muhabiri Suriyeli bir askerle röportaj yapar. Asker olayları anlatırken şöyle söyler: Aslında biz size saldıracağız fakat Cüneyt Arkın’ın ölmesini bekliyoruz.

Not: Cüneyt Arkın’ın şuan ulusalcı olması beni hiç ilgilendirmiyor.  O, babamın da benim de çocukluk çağımızın kahramanı. Benim de müstakbel çocuğumu iki binin sanal kahramanlarına bırakmaya niyetim yok. Onun da kahramanı olacak. Ve nesilden nesle böyle gidecek.

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • Muhammed Ali Fırtına , 16/02/2021

    Köroğlu’na değinmeden Cüneyt Arkın yazsan da yine tebrik ederim. Güzel yazı.

  • Abdulkerim Kolat , 05/02/2014

    Küçükken bizim köye film çekmeye gelmişti. Ben çekim setine fazla yaklaştığım için birisi beni tokatlamıştı. Yukarıda, resimdeki adam çok benziyor. Vay be.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir