(dör döküntü defteri – 20)
belki çin halk cumhuriyeti kadar yok ama türkiye’de de kamuya ait, devlete ait birçok yayınevi var. en başta türk dil kurumu’nun ve türk tarih kurumu’nun yayınları var; kitap okuyan, yeni yayınları takip etmeye çalışanlar muhakkak görmüştür. diyanet yayınları ile diyanet vakfı yayınları da çok yaygın, hatta kültür bakanlığı ve milli eğitim bakanlığı’nın satış yerleri kapatılınca diyanet daha bir öne çıktı. ama bunlar dışında da birçok yayınevi var. hatırıma gelenleri şöyle kabaca sıralayayım:
- türk dil kurumu
- türk tarih kurumu
- türkiye bilimler akademisi (tüba)
- kültür bakanlığı
- diyanet işleri başkanlığı
- diyanet vakfı
- yunus emre enstitüsü
- türkiye yazma eserler kurumu
- tübitak
- dil, tarih yüksek kurumu
- atatürk kültür merkezi
- devlet arşivleri genel müdürlüğü
- basın yayın ve enformasyon müdürlüğü
- anadolu ajansı
bu sıraladıklarımın bazısı birbirine bağlı, belki teknik olarak alt yayınevi sayılıyordur, kesin olarak bilemiyorum. mesela dil kurumu, tarih kurumu ve atatürk kültür merkezi tek bir merkeze bağlı. dolayısıyla bunları müşterek saymak gerekir mi bilmiyorum. öte yandan, yayıncılık yapan bu kurumların yanına bu konuda hayli gayretli bazı belediye ve il kültür müdürlüklerini de ilave edersek liste kabarır. elbette devlet üniversiteleri de dahil edilirse yüzden fazla yayınevinden söz edecek duruma geliriz.
türkiye’de kitap ve dergi dağıtımının ne kadar zayıf ve yetersiz olduğunu, kültür kitapları diyebileceğimiz çalışmaları takip edenler yakından bilirler. yukarıda saydığımız kurumların kitaplarına ulaşmak da pek müşkül bir iştir. mesela tüba’dan, odtü’den, türk tarih kurumu’ndan, yazma eserler kurumu’ndan kitap almak için her birinin satış sitesine ayrı ayrı üye olmuş, öyle sipariş vermiştim. dağıtımı da hayli sınırlı olduğu için fuarlarda görüyorum ekseriyetle kitaplarını.
diyeceğim basitçe şu: diyanet işleri başkanlığı’nın bünyesinde otuz tane kitabevi var. bunların hepsi aynı evsafta aynı kalitede hizmet vermiyor. kahramanmaraş’taki diyanet kitabevi mağazası modellenerek veya geliştirilerek 81 ilimize ve bazı büyük ilçelerimize, ulucamilerle yakın mümkünse iç içe olacak şekilde şubeleri açılsa. kamuya ait bütün yayınevleriyle bir anlaşma sağlansa da bu kitapların diyanet’in bu kitapevlerinde sergilenmesi sağlansa.
kültür bakanlığı böyle bir projeye öncülük ve koordinatörlük yapabilir mi bilmiyorum. fakat bu projeyi gerçekleştirmek öyle sanıyorum ki kültür merkezi yapmaktan daha kıymetli bir projedir. halkımız artık proje deyince bina inşaatı duymaktan bıkmıştır. kültür siyaseti deyince “filanca binayı yaptık, falanca kültür merkezini açtık” cümlelerini duymak insanları artık ikna etmiyor. elbette bunlar da bir ihtiyaç, bunlar olmasın demiyoruz. derdimiz ciddi ve acil olan, çabuk ve çok netice verecek olan müspet bir kültür ihtiyacının karşılanmasını talep etmektir. dert sahibi olanlara selam olsun.
mehmet raşit küçükkürtül
(29 zilkade 1439 – 11 ağustos 2018 cumartesi – kahramanmaraş)
1 Yorum