Leyl IV

Kabuk küller ve tanrılar leylGöğsümde patlar o ilk hüzzam nakaratAşınmış ses kambur zuhurat ve gözlerimin pasıKeder kıyam alnımın hizası ve

Beni Göğsündeki Hüzne Davet Et

Nasıl da kavidir kendini ortadan kaldırmak Kör bir gözle iğneden ipliği geçirmek Kilitleri sırra saklamak Bil ki soğur gözyaşı her

Siyah

sen ki zulmün rengisin bir karaağaç gövdesinden yapılmıştır kalbin bilenir sözün göğsünde kurur sevmek s ö y l e y

Kayıp

Yitik bir siyahım Yalın çığlıklarda ve hükümsüz Beni adımla çağır (kayıp) Beni bin asır öteden (fecrin) Beni kırılıp sustuğum yerin

Leyl III

Sağır cümlelerin adıyla Hiçlik putları devirir dudaklarım Karanfiller dök kuyuma sesler kesilsin Mührü kırılsın toprağın Ayinler boşaltılsın şehre Ve keder

Leyl II

Her şeyin başlangıcında beliriyorsun Yokluğun soluk akşam ortası Ertesiz bir ölüm kutsiyesi Dalıp gidiyorum Kırk renkli bir ışıktan geçerek Gecenin

Leyl

Tüm zamanlar sende soluklanır Issızlığım senden alır rengini Ve bütün derinlikleri senden öğrenir kuyular Silik ve görkemsiz sular sende billurlaşır

İllâ

Ben sana bin yarayla seslenirim Yaramı kırk sesle yıkayarak Sınandığım cümleyle Çığ düşlü dağ çiçeklerine özenip Akmadan renklerimden Senden bana

Yağmadan Kaçınma

Bakma kurutur cümleler sesimi Çürümüşlüğün ellerini tuttuğumdan Kış gömleğindeki leke Bizi hangi teselliye râm kılacak Bu yağma serenadı göç iniltisi

Eylül

Ve doğurur gün ruhundan yeniden bir süvariyi Sorsalar adı yok Sorsalar Akşam düşmüş sesime Kutsanmış vaktin ardına düşüp Çağımın dudaklarına

Seng-i Sebur

Eksiğiz, kuralları ihlal edemeyecek kadar cesaretsiz Bırakıp çekilmek için yeterince nedenimiz birikmiş olsa bile Direniyoruz  duyumsadıklarımız kulaklarımızı tırmalıyor Yağmurun eştiği

Ilgımın Barınağı

Sesimdeki gölgelere sarılan karanlığın tonuyla Bahar şafağının kızıl gözlerinde denizleri aşıyorum her sabah Yüzüm körpe ormanların ırağına asılı Yansımaların büyüsüne