Sıkışmış anahtar deliğine kedinin gözleri
Bir kedi, ölümün ve yaşamın arzusundan doğan
Var olmak için suyun boşluğunda
Filizlenen ve kemiren soruların arasından
Sessiz bir hevesin ağına tutulmuşum
Kalbim kendi gözeneklerine gürültü
Kendi ağacına darılan yaprağın sonsuzluğu
Yol ayrımında bir örümcek
Soluksuz dua dokur kuş ölülerine
Ölüm ki yalnızlığımın uzak ve acımasız telaşı
Ya da büyümenin gürültülü tapınağı
Sıkılmış anahtar deliğinde kedinin gözleri
Bir kedi, bilgeliğin ve mutluluğun sırrından doğan
Geyiğin düşünde unutmak isterken yargıcı
Kemirilir geçmişin belki biter diye dalları
Çarpınca cama saksının o ilk saf gövdesi
Ve güzelliğin saldırgan ve doğurgan ışıltısında
Hatırlarım Allah’ın kalbe koyduğu manzarasını
Sonlandıramadığım döngüdür düğümler atlasında
İçe dökülen şaşkın avuntularda yürümek
Kuklalar bahçesi, karanfil kâğıtlar, çelişkiler sepeti
Her şey nasılsa ayrılır zamanın uçurtmasıyla
Sıyrılmış anahtar deliğinden kedinin gözleri
Yürür anlamın büyüyen uğultusu ardında
Bir kedi, arzu ve sırrın kalbine doğru
Sinem Çağlancı