iflah olmaz bir yorgunluk
çöküyor üzerimize milyon kere
ne gündüz, ne akşam, ne kuşluk
apaçık, terk-i terk ede ede
apaçık darağacına çekiliyoruz zerremizden
gövdeler parçalanmış kuş leşi
gövdeler eşref-i mahlûkâta eğreti
gövdeler zikrî değil, yerli
apaçık bendimiz yıkılıyor
apaçık putlanıyoruz ben’imizden
kulak kör, göz sağır
kaçmak ne fayda, yük ağır
can çekişiyor günü sayılı bağır
apaçık, silkindiğimiz yerden tozlanıyoruz
apaçık körükleniyoruz ye’simizden
99 kere yâ sabır
içine at o hârı içinden taşır
kalmaz mı göğsünün iki parmak üstünde hatır
apaçık râzlarla çalkalanıyoruz
apaçık çarmıha geriliyoruz seccademizden
akrep ısırsın yelkovan melânetini
okyanusa kıyısı olmasa da eksik olmaz içimizin medcezîri
gayrısında “rüzgâr böyle tekâzâ eyledi”
apaçık ütopyalarda boğuluyoruz
apaçık medet umuyoruz muabbirden
dil artık konuşamaz olmuşken
göz artık göremez hâldeyken
kalp artık hissiyâtları reddederken
apaçık uzuvlarımız morfinleniyor
apaçık bombalanıyoruz fikrimizden
Gönül Sığırcı
2 Yorum