Okumayacaksın, anlamayacaksın, umrunda bile olmayacak
Bu ne söylüyor, neden söylüyor diye sormayacaksın
Çayını yudumlarken ya da uzanmışken boylu boyunca
Bunun derdi ne böyle diye zihnini yormayacaksın
Gönlünce gezip tozup yorulunca uyuyacaksın
Boş ver o şarkılardan da artık iş çıkmaz
Şiirlerin taşıdığı anlamlar da beyhude
Kafanı dağıtacak bir tıkırtı bile duyulmaz
Ona çelik kapılarla kapatılmış yerlerde
Bak dünya ne güzel uçan kuşlar
Unutmak da sallayıp kurutmak da bizim için
Bu kara gölgeli adamın burada ne işi var
Altına imzasını atmış sevmek adlı suçun
Sen onun oyununa gelip de sözlerine aldırma
O böyle takılıp kalır bozuk plaklar gibi
Sakın yüzüne gülüp de halini hatırını sorma
Sonra demedi deme, bu kuyunun görünmez dibi
Sana tavsiyem bol bol bulmaca çözmeye çalış
Vaktin olursa bir de magazin programlarına göz at
Ona uzak ne varsa düşünme kotasız yapış
Temin ederim dilinden gitmeyecek bu tat
Keyfini kaçıracak bir imge olursa “hadi canım!” de
Alışıp da beklediğin şeylere nötr kal
Hafif bir rüzgar ondan işaret getirdiğinde
Onu yandaki giderin çöplü borusuna sal
Ahları da vahları da onu kudurtup dursun
O değil miydi sen benim biricik dünyamsın diyen
Şimdi en sert duvarlara gidip başını vursun
Yanıp da uslanmayıp dahalarla isteyen
Yazık olur onun da bir canı var diye düşünme
Aklı olsa aynı kuyuya defalarca düşer miydi?
Onu çağırıp yüzüne yumuşak bir gülüşünde
Binlerce pınar bulup içmeye yeltendiydi
Bunları dedim ya kendini bir şey sanıp gerinme
Aslında onun sana verdiği kıymetin tozları kadarsın
Karşısında durduğun dev aynaları kırılıp devrildiğinde
Onun başını dayadığı camlarda izlerini ararsın
İdris Ekinci
(Aşkar, 26)
21 Yorum