kiraz çiçeği açan bir kayısı ağacıydın sen
annen seni bir su damlasından yapmıştı
sen uyurken bozkırı aşılamıştı rüyana
içeriden büyüyen bir yara gibi
dışına taşımıştın kalbinin sesini
kim bilir hangi dağın elyazmasıydın da
gölgende eve yalnız dönen atlar oldu hep
güz geldi mi sevişmeyi unutan bir istasyon
sayfada tek başına kalmış bir harf
alnından öptün şehrin yalnızlığını
işaretler bıraktın ardında
denizi terk eden kum, artık dönmesin geri
annen dizlerinde büyütmüştü seni
saçlarını taramıştı kiraz dalıyla
işte oradaydı yenidünya, rüzgârın eğimi
yağmurun toprakta açtığı oyuk kadardın
evde kalmış kızların bir gece sabaha kaçtığı
kırlangıçlar doldurmuştun bohçana
ağlamıştın sessizce giden günün arkasından
kiraz rengi açan bir kayısı ağacıydın sen
öğrenmiştin; her çocuğun kalbinde bir aralık vardır
babalar belki bir gün geri dönebilir diye
Gökhan Arslan