Göklerde kanat açmış gûya gönlümce hür kuş
Ben değil mi yine ben kedere hedef durmuş
Gizleniyor bildiğim saklambaç oyununda
Benim gölge âlemde kendisine kaybolmuş
Bu mahmurluk sırtımda kaplumbağa kabuğu
Rahatı rahatsızlık şu dünyanın seyrinde
Ah geçmiş ne gelecek şimdiyse uçan buğu
Yollar ki bir birine kavuşmanın derdinde
Su üstünde ürperti hep gurbetlik duygusu
Nakışa düşen mânâ deniz üstünde desen
Zamanın nabzımı tutsun diye kurduğu
Dalgada gölge eşya benim gözümde de sen
Bir kayanın üstünde bilmem böyle kaç vakit
Rüyâların izinde tâbirlerin peşinde
Yıldırım düşen levha kumaşım ki mücerret
Açıktan geçen gemi yüreğim o gemide
***
Tedirgin bekleyişler berzah sırrında hapis
Fikir ki saklı güzel gözümde açık derin
Pervane çeken mihrak nisbet kurduğum akis
Rüyâların ötesi müjde verdi güvercin
Ağı germiş çoktandır yıldız köşeler cinsi
Gebe dumanlı dünya sancı sarınca doğum
Rüzgâr dinlenen dalga kıyı idrakı şimdi
Ruh nisbeti bir harman ışık içinde oyun
Kuş gagası ve dudak topluluktan işaret
Hayat sanat ve mânâ yoğunlukta bir mizân
Mağara dostluğunda doğrulanan öz hikmet
Bütün fikir hisarı aynada duran nişân
***
-‘Kanıma girmiş adam işte önünde hayat!’
Uykuda uyanıklık gözü açık uykuda
Bir ben vardım yine ben dağı delen o Ferhat
Akşam alnımda gezen hararet berrak suda
Kayan yıldız sırrı mı sırrı ile barışık
Gümüş renkte duruldu varolmak kuruntusu
Burcumun hissesinde alnındaki kırışık
Ölmek için mi doğduk asıl olmak doğrusu
Ömrün sonunda tarla marsık kokulu külhân
Kuyu içinde çile çekmiş insan duygusu
Deri üstünde deri yanık kokusu aman
Olan oldu dünyada kalan insan tortusu
***
Gökyüzünde bir bulut şeffaf kuyruklu balık
Nazlı nazlı süzülür kıyısında seherin
Rüzgâr toplayan yelken hayret ve sonsuz açlık
Aşkımın şarkısında va’dolunmuş eserim
Harfi harfine uygun gözümde tek marifet
Etle kemik bir bütün çile yükünü sırtlan
Kurtuluş gemisinin tayfasından vasiyet
Fikir elinde fikir kölen emrinde kaptan
Salih Mirzabeyoğlu
5 Yorum