Şimdi ben ölsem benden başka kaç kişinin umurundadır bu
Sokak sokak arabalar ve dükkan dükkan mallar parke taşları
Sonra aklı hep kendi parıltısında olan yıldızların göz kırpması
Ölsem ve dünyanın geri kalanını bahşiş bıraksam bunu kim bilir
Kalbi elinde adam eli cebinde çocuk ve çocuksu bir kedi bile
Ölmenin henüz tadına varamamışken ben ölümü kibirle bağırırım
Bir mezar taşı sağır eder aslında kulakları ama ben zaten sağırım
Dedemin yeleğinden sarkan o mütevekkil tik takı kim duyar
Bir mandolin bir mızıka ya da bir kopuz notasız da ölebilir pekâlâ
Nefesli nefessiz telli telsiz her çalgı aslında birer katildir bilirim
Zehrin adı çıkmış ben yeter ki isteyeyim bir nağmeyle ölebilirim
Ney yandı neyzen öldü testi kırıldı ardından bir fatihayı kim söyler
Patavatsız çıkıp gelen her şeye geç kalmışlık hissi yine başköşede
Raylar sıcak, melek çok uzaklaşmış olamaz, şu camide sala veriliyor
Ağır ağır akan sıcak bir yağ gibi zaman, kalbime kalbime damlıyor
Ölmüş bir tanıdık var mı anne, sorsam bu işleri, o meleği kim görür
Küllüğü eşeleyen bir tavuğun heyecanıdır aslında bütün umutlar
En anlamlı sebeptir yaşamak için bir çocuğa pamuk şekerinin bir teli
Sessiz bir balığın suyu dinlemesine eş bir bebeğin gözleri ve eli
Şimdi ben ölsem benden başka kaç kişinin umurundadır bu kim anlar
Süleyman Salih