On parmağımda on parmak kuklası
Her biri birbirinden çok sahici
Somurtkan, geveze, huzurlu, yaşlı
Sahneden inene dek şov zamanı
Shaw gibi son demde gülümseyerek
“Nasıl, iyi oyun çıkarmadım mı?”
Diye tiyatral bir tirad tadında
Bakıp haykırmak mı gerek acaba
Taptaze şakaklarına hayatın
Ah siyaset, bürokrasi, dengeler
Zalimler, mazlumlar, dava sevisi
Uzuyor Pinokyo burnu bir makas
Kalmadı artık işin gösterisi
Eklemlerimde ipler biçiliyor
Hayalbazın ayakları dibine
Az kaldı takır tukur yığılmama
Taptahta, kaskatı bir kukla gibi
Final
Yarın bugünden
Bugün dünden intihal
Sizler
Koltukları dolduran yakınlarım
Bakın
Nasıl da bilirim güldürmesini ahmaklarınızı
Nasıl da ustayım akıllılarınızı kendimden nefret ettirmekte
Tozlu, kasvetli dekorlar ardından
Gözlerimi devirip de durmadan
Paul dilinde Arthur’u arıyorum
Var mı göreniniz
Yuhalamalarınızı işitir gibiyim
Sufle ver Rimbaud
“Allah Kerim!”
Cüneyt Dal