Bildiğin şeyler. Tanıştığım her yeni ruh ayrı bir tedirginlik.
Sana kötülükler diliyorum. İçimde kaç gök kararmaya mahkûm.
Bildiğin şeyler. Senden sana dönüyorum mecbur.
Yokluğuna atılmış bir kement. Belki bir umut.
Vakti gelmişti. Kadim bir ironiydi. Şimdiydi.
Üç nokta artarda koymuştum. Sözcük sözcük ayrılmıştım.
Hem kadere inanırım sonra. Kaderime çivilendiğime de.
Kendime koyuluyorum mesela. Kendime kapanıyorum.
İç içe imge mesela. Denklem, açmaz, ikilem, sopsomut.
İçimde her gün boğduğum kadın upuzun bir düş görüyor mesela.
Bildiğin şeyler. Kelimeler katlıyorum sana; kuru, çıplak ve yarım.
Çiğnenmiş sabahlara nefes veriyorum. Bir uçurum giriyor aramıza.
Su, yollarını aça aça ilerliyor. Bakışımda uykusuzluğumun heceleri besleniyor.
Bir kez daha deniyorum kendime otopsiyi. Sözüm sınıra dayanıyor.
Robokoplar, tomalar, kasklar. Defalarca seyredilmiş bir trajedi dahası.
Bildiğin şeyler. Bir köşede tek başına duruyorum. Son cümlem namluda.
Sulhi Ceylan
2 Yorum