Neysem oyum, fazlası değil, toprağımın azlığı!
Islandıkça parmak uçlarımdan akıp giden…
Seçilmiş bir yalnızlık, kaburgamdaki ezeli sızı,
Bir baykuş karanlığı usulca öptüğü zaman…
Yazgımı küstürdüm, kendimi tekrar ettim,
Kaldım burada böyle, başkalaştım.
Damarlarımda yavaşlayıp soğuklaştıkça kan,
Sayısız incir topladım deve dikeninden!
İstemem kimsenin karanlığına sızan bir renk olmayı.
Hem diyemem, benim suçum bana kâfi!
Söyleyin, yetmez mi, masum kılmaya beni,
Korkunç renklerle insanların, silahsız sevişmesi…
Biliyorum nesebim sahih, Tanrı’dan geliyorum
Aklımda hep aynı soru: Kim Tanrı’nın kalbi?
Söylesin bir bukalemun, değiştirirken rengini…
Sulhi Ceylan
1 Yorum