nedir yol?
toprak adındaki kağıda yazılı
gezginlik manifestosu.
***
nedir ağaç?
dalgaları hava olan yeşil göl.
***
nedir hava?
bir ruh
bir bedene yerleşmeyi istemeyen.
***
nedir ayna?
ikinci bir yüz
ve üçüncü göz.
***
nedir gökkuşağı?
bulutun bedeniyle
güneşin bedeni
bir eğimle kucaklaşmış
yerin bedeni üzerinde.
***
nedir dalga?
denizin ekranında
çizgi film.
***
nedir kıyı?
dalgaların yorgunluğu için yastık.
***
nedir yıldız?
en güzel tarafı kapağı olan bir kitap
***
nedir yaşlılık?
iki yöne büyüyen bir bitki:
çocukluğun şafağı
ve ölümün gecesine.
***
nedir akan yıldız?
fırlamış bir ok ki tek hedefi var gerçekleştireceği:
kırılıp ölmek.
***
nedir günbatımı?
güneşin bedeninden dökülen ter.
***
nedir kasîde?
bir kız çocuk
bitmeyen
bir süt emmek
ile
yaşayan.
***
nedir düş?
hayale lâyık olabilmek için
gerçekliğin yükselişi.
***
nedir mutluluk?
dilin kıyısındaki bir mezarlıkta
mezar taşı.
***
nedir umut?
betimlemek ölümü
hayatın diliyle.
***
nedir toprak?
bedenin geleceği.
***
nedir gözyaşı?
bedenin kaybettiği savaş.
***
nedir yankı?
yol alışın yıktığı beden-
tükeniyor
tükendi.
***
nedir toz?
rüzgârın dengi ve en büyük rakibi.
***
nedir yatak?
gece içinde
gece.
***
nedir ufuk?
sınırsızca devingen uzay.
***
nedir rastlantı?
farkında olmadan
ellerine düşen
rüzgârın ağacındaki meyve.
***
nedir gül?
koparılmak için yetiştirilen baş.
***
nedir gerçek?
resmetmek suyun endâmını
ya da ışığın yüzünü.
***
nedir gök?
daha çıkmadan
kırılan merdiven.
***
nedir gece?
bir peçe
güneşin yüzüne taktığı.
***
nedir güzellik?
bir biçim ki, onu gördüğünde görürsün
ardındaki sırrı
bazen de ardındaki Allah’ı görürsün.
***
nedir anlamsızlık?
hastalık
en yaygın olanı.
***
nedir varlık?
daima yeniden
gözden geçirilmeyi gereksinen.
***
nedir gerçeklik?
çökeltiler
dilin
ırmağı içre.
***
nedir dostluk?
ikinci bir güneş.
***
nedir sanı?
muğlaklığın bedenini yoklayan el.
***
nedir gece?
yıldızların kitaplarını satan sahaf.
***
nedir dua?
sözün suyundan buharlaşan
göksel bulut.
***
nedir gözyaşı?
en saf ayna.
***
nedir ay?
güneşin sadık hizmetkârı.
***
nedir iz?
yürümeyi kesen ayak.
***
nedir bellek?
bir ev ki yalnızca
ikameti içindir
kayıp eşyaların.
***
nedir şiir?
seferde gemiler ve yoktur limanları.
***
nedir yastık?
gecenin merdivenindeki ilk basamak.
***
nedir kargaşa?
bir başka düzen gecenin bedeni için.
***
nedir hayâl?
gerçekliğin ıtırı.
***
nedir tarih?
kör bir davulcu.
***
nedir yağmur?
son yolcu
bulut treninden inen.
***
nedir yüz?
gözyaşının göçü için en yakın liman.
***
nedir gündüz?
güneş ışınlarının en geniş kafesi.
***
nedir kum?
sürekli okuru tek bir romanın:
rüzgârın.
***
nedir sır?
bir kapalı kap
açtığında kırılan.
***
nedir bağırış?
sesteki pas.
***
nedir toz?
soluk
yerin ciğerinden yükselen.
***
nedir parmaklar?
beden okyanuslarının ilk kıyıları.
***
nedir kanat?
uzayın kulağında fısıltı.
***
nedir kafes?
içi boş doluluk
***
nedir düş?
bıkmayan bir aç
gerçekliğin kapısını çalmaktan.
***
nedir hüzün?
neşe sözlüğünün
yanlışlıkla attığı kelime.
***
nedir sürpriz?
bir kuş
kurtulmuş
elinden gerçekliğin.
***
nedir dil?
bir trendir ki
aynı zamanda
yol, yolculuk ve varıştır.
***
nedir bahçe?
bir kadın şair
şiirlerini uyuyarak yazan
ve susarak okuyan.
***
nedir merkez?
tüm uçların ucu.
***
nedir yakın?
bilgiyi gereksinmeyen
istikrar.
***
nedir zaman?
bir giysi
giyip çıkarmadığımız.
***
nedir düz çizgi?
görülmeyen
eğik
çizgiler toplamı.
***
nedir serap?
bir güneş
kumu giyip
suya benzemeye çalışan.
***
Adonis
Çeviri: İsmail Özdemir