Bilal Can, Edebifikir okurları için yazdı.
***
anakaradan kopan buz kütlesi gibi
ekvatora ilerledikçe eriyoruz irlanda’ya gidelim
irlanda’ya gidelim yeşersin içerimizde kış filizleri
insan hayatına nasıl bir duruş getirecekse
o eksi yirmi santigrat derecede bekletilen ışık
sana dokunacak ellerim güle keder getiriyor oysa
nerede mavi seni kendime ev yaptığımın gerçeği
seni kendime mesken tuttuğumun ifadesi
seni üzgün piyasalar netamesi nerede
ırmakların dokunuşunu hissettiydim o kar tanesinde
yüzümde sibirya’nın o muhteşem hiç gidilmemiş ifadesi
sokaklarında cesaret satılmayan yerlerin korkusu salınmış
yüksek rakımlı binaların aslında birer kent örneği olduğu
masanın diğer ucunda ölüm hatlar kalabalık ulaşamıyorum
duvar diplerinde saç köklerini arayışım cüce geleceğin
yalan yüzyılın dökülen ingilizcesi hep gramer eksikliği
geçilmemiş sınavların yası evin duvarında bir manzara
yeşil vadilerde geyiklerin sürü halinde dolanışı gibi türkçem
kırgın ve paslı sözler biriktirmişim çağlar boyu
elinden çocukluğu alınmış çocukların
çocukluğunu kime yaşatacağız asıl
sen bunu söyle
benim o meşhur algımı yönetiyorlar şimdilerde
borsa işaretçileri haber spikerleri ajansların geneli
yok gitmez dönmeyen seferlerden nihavent gibi
şarkılar arasından seçilmiş o bozgun edilen gecede
sana ölümün kaç göz arasından geçip gittiğini geleceğin
çocukları için büyütülmüş saksılarda akasyalar gibi babalar
belirtilmiş bombalar arasında yüksünen bulutların
andını içecek insanlığın
bıraksalar yaşayacak çocuklar ellerinde şiirle savunacak dünyayı
oysa ekranı karartan da onlardı ekran kartını yapanlar da
aynı tepside kurşun ile oyuncağı sunanlar da
sana aya karşı netameli sözler biriktirmiş geleceğin
şarkı gibi belirtilmiş zarfların istifadesinde bildirilmiş
söylenilmiş çaresizliğin temel hüzünlenme hiyerarşisinde
bir duruş gibi dikelmiş durulanmış cümleler getireceğim
irlanda’ya gidelim yeşersin içerimizde kış filizleri
Bilal Can