Söyleşi: Ferrari’den Kartal SLX’e Valeliğin Serüveni

Edebifikir tabuları yıkmaya devam ediyor! Sanılanın aksine parayla statüko, portakalla C Vitamini ve kaportayla motor arasında pozitif bir korelasyon olmadığının kanıtı olan valelik müessesini masaya yatırdık. 27 yıldır mesleğin kıyı bucak tozunu alan, sektörün duayenlerinden Serkan beyle Ferrari’den Kartal SLX’e, körüklü şimendiferden, köstekli faytonlara kadar valeliğin serüvenini konuştuk. Çeyrek asırdır toplum temelli hiyerarşilere meydan okuyarak emanetlerine sahip çıkan Serkan beye şükranlarımızı sunuyor, söyleşiyi gerçekleştiren arkadaşımız Abdülkerim Yayla’ya teşekkür ediyoruz.

***

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Adım Serkan, 49 yaşındayım. Evliyim, 2 çocuğum var.

Bu işe nasıl başladınız?

Bu işe şoförlükten başladım. Baba mesleğimiz taksicilik. Baktık taksicilikle olmuyor sabit bir yerimiz, sigortamız, gelirimiz olsun diye 1996 yılında valelik işine girdik.

İşletme sahipleri valelere sigorta primi yatırıyorlar mı?

Tabii ki. Artık valelik kurumsallaştı. Özellikle böyle lüks yerlerde rant alanları oluştu, taşeron firmalar valelik hizmeti vermeye başladı.

Valelik ilk bakışta kolay bir meslek gibi görünse de her işin kendine has zorlukları olduğu su götürmez bir gerçek. Bu mesleğin handikapları, zorlukları nelerdir?

Vallahi zorlukları var. Aracı aldığınız zaman binmeden kontrol etmek durumundasınız. Çünkü araba sahibi mekandan çıktıktan sonra, biraz da alkol etkisiyle aracın üzerinde halihazırda bulunan hasarları sanki biz yapmışız gibi gösterip şikayetçi olabiliyor. Bunun için tedbirimizi alıp aracı kontrol ediyoruz. Bu işi yapan genç arkadaşlara tavsiyem, aracı aldıktan sonra dört bir tarafını gezip kontrol etsinler.

Hasarlı aracı teslim edip tamirat masrafınızı üzerinize yıkmaya yeltenen biriyle karşılaştınız mı?

Evet başımıza geldi. Aracı teslim alıp mekanın kameralı otoparkına çektik. Araç sahibi mekandan çıkınca aracımı vurdunuz diye şikayette bulundu. Fakat kamera kayıtlarını incelediğimizde aracın teslim alındığında vuruk olduğunu gördük. Polis olaya müdahil oldu ve bizi haklı buldu. Bir keresinde de Porsche marka bir arabayı, arkadaşlarımızdan biri manevra yaparken vurdu. Araç sahibine durumu izah ettik ve bütün masrafların firmamız tarafından karşılanacağını söyledik. Sonrasında aracı yetkili servise götürdük araca yaklaşık 90.000₺ masraf çıktı. Araç sahibi, yüce gönüllülük göstererek hasarı kaskodan karşılayabileceğini söyledi ve sadece firmamızdan kasko bozma bedelini talep etti.

Teslim aldığınız araçları şahsi işleriniz için kullandığınız oluyor mu?

Hayır kullanmıyorum.

Aylık ortalama geliriniz nedir? Gelirinizin yüksektir sanırım? Bahşişler direkt size mi kalıyor?

10.000 ila 15.000 TL arası, her ay değişiyor. Bahşiş verenler tabii ki oluyor ama bunlar kasaya gidiyor. Belirli bir maaşımız var bahşiş verilse de verilmese de maaşımız yatıyor.

Pek çok zengin üzerinde para taşımaz derler. IBAN üzerinden bahşiş aldığınız oldu mu?

Pos makinesi soran oluyor genelde. Bir keresinde Almanya’dan gelen bir gurbetçi abimiz IBAN talep etmişti biz de gerek olmadığını söyleyerek ona bir jest yaptık.

İlginç bir anınızı anlatır mısınız?

Devamlı olarak mekanımıza gelen bir müşterimiz var. Genelde teknesiyle gelir. Aracı ise şoförüyle ayrı olarak mekanın önüne gelir. Bir gün Lamborghini marka aracını mekanın önüne park ederken kaldırımdaki banka sürtmüştüm. Yanına gidip durumu anlattım. Bana etrafımda dönmemi söyledi. Sonrasında: “Sende bir şey yoksa, araca olanın bir önemi yok! Geçmiş olsun.” dedi. Bu durum karşısında şaşırdım. Masrafı 45.000 TL idi ama hiç önemsemedi.

Sedan mı hatchback mi?

Ben hatchback tercih ediyorum.

Kombine geliri milli gelire denk gelen multi-milyarderler hakikaten kibirli tipler mi?

Bize tepeden bakan, kibirli insanlar genelde sonradan görme tipler. Şans oyunlarından, illegal veya buna benzer yollardan zengin olan kimseler ham oluyor açıkçası. Bindiği lüx arabanın dili olsa, “Şunu alın üzerimden” diyecek! Ama aileden zengin olan insanlar farklı bir kültürle yetişmiş oluyor. Kartal’la bile gelse yürüyüşünden, oturmasından, kalkmasından kendini belli ediyor. Bazı iş adamlarının oğulları o kadar zengin olmasına rağmen kapımı biri açarsa mahcup olurum, ayıp ederim diye şoförüne kendini mekanın önünde indirtmeyip biraz geride indirtiyor. Bu edep erkanı aileden görmeyle alakalı bir durum. Her şeyden önce okumuş insanlar. Eğitim çok önemli.

94 model bir Kartal SLX ile karşılaştığınızda neler hissediyorsunuz?

Gençliğim, çocukluğum aklıma geliyor. Sanki insanlar o zaman daha mutluydu. Bu kadar lüks arabalar yokken her şey daha samimiydi gibi geliyor bana. Şimdi bir vale Kartal SLX araba görse “Bundan bir şey çıkmaz!” deyip arkasını döner. Aksi durumlar olabiliyor. Geçenlerde 80 model bir Volkswagen Jetta mekana yanaştı. Bir şey beklemiyordum para olarak ama adam çıkarıp 400₺ verdi. Ummadık taş baş yararmış!

Vale olduğunuz için mutlu musunuz?

İşimi severek yaptığım için mutluyum diyebilirim. Biraz karışık duygular içerisindeyim. En önemlisi işini severek ve layığıyla yapmak. Aksi taktirde zulüm oluyor.

Son olarak Edebifikir okurlarına ne söylemek istersiniz?

Onlar en azından okuyorlar bizim gibi asfaltın üzerinde değiller. Bu söyleşi için hepinize çok teşekkür ediyorum. Bizlere ışık tuttunuz.

 

 

 

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir