Künye: Yaşar Nabi (Hazırlayan), Dünyanın En Güzel Hikâyeleri, Varlık Yayınları, Aralık 1952, İstanbul.
***
Bir parça yağmur yağsa toz hemen çamura dönerdi; belediye başkanının Fransızlar adını verdiği iri baş hayvanlar gelip hazla bu çamura uzanırlar, burunlarını havaya kaldırarak öyle böğürürlerdi ki, yoldan geçen seyyahların atlarını kamçılamaktan başka çareleri kalmazdı. (Sf. 19)
Başkan enikonu akıllı bir adamdı; bir tek kusuru vardı: sabahtan akşama, akşamdan da sabaha kadar uyuması. (Sf. 21)
İnsan hayatının sonuna yaklaştıkça da, geri kalan ömrü başkalarına ne kadar ehemmiyetsiz görünürse görünsün, kendisi için o zamana kadar yaşadığı senelerden daha kıymetlidir. (Sf. 36-37)
Mateo Falcone ile karısı ansızın fundalığa çıkan bir patikanın dönemecinde göründüler. Kadın kocaman bir kestane çuvalını sırtlamış, iki büklüm ilerliyor, kocası ise biri omzunda, biri de elinde iki tüfekten başka yükü olmadığı için kurula kurula yürüyordu; çünkü bir erkeğin silâhlarından başka yük taşıması şanına yakışmaz. (Sf. 53)
Herif aslanlar gibi dövüştü; askerlerimden birini öldürdü, bu da yetmezmiş gibi Chardon çavuşun da kolunu kırdı; ama üzülmeye değmez, Fransızın biridir. (Sf. 55)
En zavallı kimselerin bile yüreğinde öyle teller vardır ki inletmeden el sürmek mümkün değildir, en çökmüş, ölüm de, yaşayış da kendisine şaka gibi gelen kimseler için bile öyle işler bulunur ki hiç şaka götürmez. (Sf. 74)
Geçmiş beni çekiyor, hal korkutuyor; çünkü gelecek ölümdür. Her yapılana acıyor, bütün yaşamışlara ağlıyorum. Elimden gelse saati durdurur zamanı alıkoyardım. Fakat o yürüyor, ilerliyor, geçiyor ve yarının yokluğu namına benliğimden her saniye bir parça alıyor. Ve ben bir daha yaşamayacağım. (Sf. 86)
-Peki ama niye dövüyor? diye sordu.
Misis Cassidy müsamahakâr bir eda ile;
-Hiç… Kafası tütsülendi mi tamam, dayak fasılları umumiyetle cumartesi akşamları olur, dedi.
Hakikat âşıklısı:
-Buna neyi sebep gösteriyor? diye ısrar etti.
-Sebep ister mi? Evli değil miyiz? Jack eve kafayı tütsüleyip geliyor. Beni karşısında görüyor. Başka kimi dövebilir? Başka kimi dövmeye hakkı vardır ki? Bazan yemeğin hazır olmadığını, bazan hazır olduğunu bahane eder. Öyle sebep araştırmaya pek meraklı değildir. Evli olduğunu hatırlayıncaya kadar çeker, hatırladı mı koşup gelir, beni güzelce bir ıslatır. Cumartesi günü sivri uçlu eşyaları ortadan kaldırırım. Jack işe girişince başımı delmesin diye… Sol yumruğu insanın nefesini tıkar, Bazan daha ilk hamlede yere serilirim. Fakat iyice gezmek veya yeni bir şeyler aldırmak niyetinde olduğum hafta, biraz daha dayanırım. Dün gece de biraz fazlaca mukavemet ettim. Jack bir aydır siyah ipek bulûz istediğimi biliyordu. Bir göz morarmasının kâfi gelmeyeceğini düşündüm. İstersen dondurmasına bahse girişelim. Bu gece bulûzu getirecektir. (Sf. 102-103)
Aktaran: Muhammet Emin Oyar
1 Yorum