Bilginin Yolculuğu

Akdeniz’in etrafında şekillenen kadim dünya, sayısız fikirlere ve hikâyelere ev sahipliği yapar. Bu fikirlerin tarihi eski çağlardan modern zamanlara uzanan sürükleyici bir macera gibi… Mesela Aristoteles’in bir kitabı, 2000 yıl boyunca farklı coğrafyalarda diyar diyar dolaşır, her milletten bilginler istifade eder ve birçok dile tercüme edilir. Bu, insanın bilgiye susamışlığının delilidir. Ancak kitapların da, tıpkı insanlar gibi bir kaderi vardır. Kitaplar da bahtlarına düşen kader etrafında doğar, yaşar ve hatta ölür.

Entelektüel bilginin örgütlenmesi konusunda bağımsız tarihçi olarak araştırma yapan Violet Moller’in “Bilginin Yolculuğu – Klasik Fikirler Nasıl Kayboldu Ve Bulundu: Yedi Şehir Bir Tarih” kitabı Vakıfbank Kültür Yayınları’ndan neşrolundu. Violet Moller’in kitabı; entelektüel bilginin kaderi ve coğrafyası hususunda Antikite’den başlayıp belli başlı şehirlerden geçip, rivayetlerin ve efsanelerin eşliğinde okuyucuyu seyahate çıkarıyor. Moller, kitabın önsözünde eğitim hayatı boyunca tarih derslerinde orta çağ dünyasının hep karanlık kaldığını ve bu dönemi aydınlatmak için böyle bir kitap yazdığını söylüyor. Yazar, kadim zamanların bilgi merkezi olan yedi şehri inceliyor; İskenderiye, Bağdat, Kurtuba, Toledo, Salerno, Palermo, Venedik. Bu şehirleri niçin tercih ettiğini ise şöyle açıklıyor; “elbette dâhil edebileceğim başka şehirler de vardı ancak önemli metinlerin kopyalarının incelendiği ve tercüme edildiği şehirlere bağlı kalmak, bu devasa hikâyede kaybolmaktan kaçınmanın en iyi yolu gibi görünüyordu.”

Yazar, konu ettiği devasa macerayı hikâyeleştirerek anlatıyor. “Büyük Kayboluş” isimli ilk kısımda Roma İmparatorluğunun gözde şehri İskenderiye’nin antik dünyada bir bilim merkezi hâline gelişi ve pagan kültürlerin yok olmasıyla bilginin aktarımının 9. yüzyıla kadar akamete uğramasına değiniyor. Buradaki gelişmeler Antik Yunan ile sınırlı kalmamış, bilgi aktarımının da yollarını açmıştır.

Moller, bir sonraki bölümde Abbasi halifelerinden; Mansur, Harun Reşid ve torunu Memun dönemlerini anlatıyor. Halife Mansur’un hükümdarlığını, sıfırdan kurduğu Bağdat şehri etrafında nasıl şekillendirdiğini ve buranın dünyanın dört bir yanından bilginlerin uğrak yeri olan bilgi üretim merkezine dönüştürmesinin hikâyesine değiniyor. Beytülhikme’nin kuruluşuyla tercüme faaliyetleri hız kazanmış ve bu, entelektüel bilginin üretilmesi, çoğaltılması ve korunması hususunda önemli bir adım olmuştur.

Abbasi hanedanının Emevilere uyguladığı soykırımdan kaçarak kurtulan Emir Abdurrahman, Fas üzerinden İspanya’ya gider. Emir Abdurrahman, çıktığı maceranın sonunda kendisini Kurtuba şehrinde bulur. Burada kendine yeni bir dünya kurup verimli toprakların nimetlerinden istifade ederek huzur içinde yaşar. Soyundan gelen torunları II. ve III. Abdurrahman, entelektüel bilgiye meraklıdır. Geride büyük bir kütüphane ve bilgi birikimi vardır. Endülüs, bilginin yolculuğunda doğudan batıya bir aktarım merkezi olur. Kütüphanelerde bulunan yüzbinlerce kitap 12-13. yüzyıllarda Arapçadan Latinceye yapılan tercüme faaliyetlerine büyük bir kaynak teşkil eder. Bu büyük mirasın aktarımı sonraki yüzyıllarda yaşanacak olan Rönesans’ın temelini de oluşturur.

Violet Moller’in kitabı, tarih, bilim ve kültür bağlamında okuyucuya bir perspektif sunuyor. Ele alınan orta çağda, bilimin ve bilginin gelişiminde farklı toplulukların birbirileriyle münasebetlerine ilişkin meselelere de değiniliyor. Örneğin Endülüs’ün genç hıristiyanlarının Arap dilinin belagatına ve şiirine olan düşkünlüğü sonucu neredeyse Latinceyi unutmuşlardır. Kurtuba şehrinde kitap pazarları kurulmuş, açık artırmayla kitap satışlarına başlanmış, doğunun zenginlikleri batıya ulaşmıştır.

Yazar, böyle bir iklimde Müslüman ve gayri müslim bilim adamlarının, bilginin tedvini konusunda nasıl titizlikle uğraştıklarını ve hangi yollardan geçtiklerine birer birer değinir: “Yüzlerce ilim adamı ve hacı, doğuya, Arabistan ve Irak’a uzun ve zorlu bir yolculuk yaptıktan sonra Endülüs’e döndüklerinde yanlarında yeni fikirler ve kitaplar getiriyorlardı.”

Yedi şehirde takip edilen bilginin hayatta kalma mücadelesini merak ediyorsanız, bu kitap tam da böyle bir yolculuğu vadediyor.

 

Hasan Bazı

 

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir