Kalbine bir bıçak saplanmış gibi, bir acıyla fırladı yataktan. Boğuluyordu âdeta. Dönüp, yatağına baktı ve sonra da sabah işe gitmek için kurduğu saate. Telefonunu eline alıp, onu aramak istedi; ancak içi buna izin vermedi. Bu fikrinden vazgeçip, bir arkadaşını aradı. Arkadaşı uykulu bir sesle “Ne oldu oğlum, hayrola bu saatte?” diye sordu.
Sesini derinlerinden çekip alır gibi bir sesle cevap verdi arkadaşına:
“Çalar saatlerin benden fazla uyuduğu bir hayatım var.”
Arkadaşı başını çevirip, tekrar saate baktı ve işe gitmelerine daha beş saat vardı.
Ömer Ertürk
2 Yorum