Yıllardır bir rüyadayım sanıyorum. Yolun kenarında valizime yaslanmış aksi yönde giden arabaları seyrediyorum. Bir yere gitmek gibi bir derdim yok, korkuyorum, biraz da kafam atmış. Beni alan araba nereye gidiyorsa oraya diyorum. Aslında geceyi bir çatı altında geçirmekten başka derdim yok. Herkes nereye gidiyor, neden acele ediyorlar bilmiyorum. Varmış olmak istiyorum ama gitmek istemiyorum. Geri dönmek de istemiyorum, çünkü evde olsam, yorganın altına girip başımı yastığa gömerdim. Ev olmasa kıyıya giderdim, barınağa. Çırak Fethi yakmıştır çünkü semaveri. Balıkçı kısmını içer sanırlar güya. Fethi’nin bıyıkları Maltepe içmekten sararmış. Şimdi barınağa giden bir araba olsa nasıl binerim! En azından yakınından geçen bir araba…
Geri dönüp koşmak istiyorum, tüm cesaretimi kaybetmişim. Fethi, ulan Fethi. Ona kızıyorum, oturuyorum, ayağa kalkıyorum. Yine kızıyorum. Mektup bıraktım giderken barınağa, ulan oku da düş peşime diye nasıl bağırıyorum yolun kenarında. Kimseyi umursadığım yok, arabadakiler bakarak geçiyorlar ama zaten geçiyorlar. Gelenlerin varlığımdan haberi yok. Biraz duraksadım sonra. Durgunlaştım yani. Etraflıca düşünmeye karar verdim. Ama pek de düşünemeden bir boşluk bulup yolun karşısına geçtim. Yürürken düşünmeye başladım bu sefer. Ulan Fethi diyorum, kendimi kızmaktan alamıyorum. Gidecek cesaretim yok, hıncımı Fethi’den çıkarıyorum. Şansıma elimi kaldırdığım gibi minibüs alıyor mu beni. Adam nereye abi deyince afalladım ben biraz. Abi dedim benim gideceğim yer falanca yerde, ama sen beni en yakınında bırak. Sanki yıllar sonra geri dönüyorum. Ama hâlâ Fethi’ye kızıyorum.
Yaklaştıkça göğsümde bir şeyler birikiyor. Yaklaştıkça katran birikiyor dudaklarımda. Çok geçmedi geldik sahilin yoluna. Allah razı olsun, pek soru falan da sormadı bana. Radyosunu açmış kendi halinde gidiyordu adamcağız. Benim için yolunu uzattı bana kalırsa. Ben de alelacele vedalaşıp indim. Aynı gün iki kez vedalaştım anlayacağın. Kapattım minibüsün kapısını barınağa doğru koşuyorum, içimde hem sevinç, hem hâlâ kızgınım. Ama diyorum Fethi yakmıştır semaveri. Ulan diyorum peşinden, semaver yanıyorsa yakarım seni de Fethi. Bir yasımızı tutsun en azından, matem evime dönüyorum. Nefesim kesilir gibi olmaya yakın barınağa yaklaştım ama nefeslenip öyle girdim içeri. Kapıda durdum önce, bir açtım kapıyı kimse yok. Aferin Fethi dedim içimden. Sanıyorum beni aramaya çıkmış. Gaz lambasını yaktım, mektubu okumuş. Feneri kaptığım gibi dışarı çıktım, bizim ufak tekne yok. Döndüm gerisingeriye barınağa. Günlerce bekledim, gelmedi. Cesur adammış. Aylarca gelmedi. Barınakta sıkışıp kaldım. Tekne temizlemeye başladım, Fethi’nin yerini aldım günden güne. Barınağı da ev belledim. Zaman sonra oradakilerin de limanı oldum. Gelenim gidenim oldu. Bir gün fark ettim ki, bıyıklarım sararmış, parmaklarımda Maltepe. O gün çok ağladım. Ağladım da ne oldu sanki. Fethi gitti, ben kaldım. Maltepe de kaldı. Semaveri bile bırakmış Fethi. Hâlbuki çok severdi.
Bilal Taş
4 Yorum