Kültür, sanat, medeniyet ve edebiyat dolu yoluna bir güz kokusu eşliğinde devam eden Yedi İklim Dergisi Kasım ayında da raflardaki yerini alıyor. Dergi daha kapağında Osman Bayraktar’ın özel sayısı olarak çıktığını Osmanlı Türkçesi ile ele veriyor. Klasikleşen bir şekilde açılış yazısı derginin emektar yazarlarından Osman Bayraktar’a ait. “Melankoli” adlı yazısında içe dönüşten bahsederken tasavvufi örneklemlerle açıklayıp yine aynı tasavvufi bir dille bitiriyor yazısını Bayraktar.
Şiirin geçit resmi
Şiirin doyulmaz tadına Nurettin Durman ile başlıyoruz. “Şiir Kuşların Kanadında” adlı şiirinde “açtım pencereyi / sabahın sesini aldım içeri” diyerek güzün son kuş cıvıltılarını bir anlığına bize anımsatıyor usta şair. Mehmet Tepe “Babamız Ölürse” adlı şiiriyle dokunuyor şiir iklimimize. “Babamız ölürse gün tasını tarağını toplar / uzun bir karakış olur gecemiz bizim” diyerek bir babanın ölümüyle hissedilen duyguya tercüman oluyor. Gökhan Serter ise “Sesimin Düğümlerini Çözerken Yağmur Çıplak” adlı şiirinde “Sana ruhumun kitabından okuyorum bunları” diyerek ilk mısrada şiir kapımızı çalıyor. Ali Günvar’da 1. Regaip ve 1. Mirac adlı şiirlerinde iki ayeti nakşediyor dilimizle birlikte kalbimize. Mehmet Özger “Dervişler ve Kumarbazlar”, Ethem Erdoğan “Anlam”, İshak Aslan “Adem Güncesi”, Abdurrahman Ekinci “Çocukluğumuzla Kalan”, Sümeyye Şeker “Kan Üşümektedir Dünyaya Baktıkça” ve Metin Kaplan “İroni” adlı şiirler iklimine katkı sağlıyorlar.
Deneysel öyküye dair
Öykü kapısını Ali HaydarHaksal’ın “Hafız” adlı öyküsüyle açıyoruz. Arayışları içeren bir süreç geçiyor öyküde. Kendine arayan, benliğini bulmaya çalışan, aşkını arayıp bulan ve peşinden koşan bir karakterin peşi sıra bizde sürükleniyoruz. Usta Öykücünün sağlam kurgu ve kendine has biçemi bizi sürükleyen temel etken. Osman Koca ise “Takkid” adlı öyküsüyle çıkıyor karşımıza. Deneysel öykü formatında ki yazısında kendine has sözcük türetimi ve biçemiyle dikkat çekmeyi başarıyor. Sayın Koca, mana dünyamıza bir manifesto niteliği taşıyan metnini “sözün gücüne inananlardan” olduğunu dillendirerek ve biraz da akıl ve düşünce yetimizi ters yüz ederek bitiriyor.
Osman Bayraktar dosyası
Mustafa Cemil Efe’nin Osman Bayraktar için yaptığı “Hüsn-i Hat” kapaktan sonra bir de burada çıkıyor karşımıza. Osman Bayraktar’ı tanımaya kadim dostu Ali Haydar Haksal ile başlıyoruz. “Osman Bayraktar’a Söz Hakkı” adlı incelemesinde birlikte geçirdiği anılardan, yardımlaşmalarından kısacası dostluklarından bahsediyor Haksal. Bayraktar’ın Denemelerine önemli atıflar yapan Haksal, Bayraktar’ın gözlemleme yetisine değiniyor. Nurettin Durman ise “Osman Bayraktar ve Fikriyatı Çevresinde” adlı incelemesiyle Bayraktar’ın bir Diriliş Eri olduğunu vurguluyor. Diriliş ekolü içenden yetişmiş fikri sağlam biri olarak tanımlıyor Durman. Mehmet Özger de “Diriliş İzleğinde: Osman Bayraktar” adlı yazısıyla Bayraktar’ın sadece deneme yazdığını değil, eleştirel deneme yazdığını vurguluyor. En önemli özelliğininse farkındalık olduğunu söylüyor. Yunus Emre Özsaray ise “Ağaçlar ve Şirketler Üzerinde Bir Portre Denemesi” adlı incelemesiyle Osman Bayraktar’ın hayatında metodun ne kadar önemli bir yer tuttuğuna değiniyor.
İbrahim Usul “Kırk Yıllık Birliktelik İçin” adlı yazısıyla Osman Bayraktar’ı kitaplardan, kıssalardan kısacası hayattan bulduğu örneklemlerle anlatmayı tercih ediyor. Cemal Şakar “Osman Bayraktar’da Medeniyetin Göstergeleri Olarak Şehirler” adlı incelemesiyle Bayraktar’ın “Yol Hakkı” adlı seyahat yazılarının bulunduğu kitabı ele alıyor. Gittiği şehirleri tek bir perspektiften değil çoklu olarak eleştirel bir tutumla gözlemlediğini kaydediyor yazısında. Hasan Aycın her Usta için eline aldığı karakalemi bu kez Bayraktar için alıyor ve ortaya her zamanki gibi harika bir eser çıkıyor. Elif Kılıç ise “Yol Hakkı Üzerine” kaleme aldığı yazısıyla Bayraktar’ı tanımamıza katkı da bulunuyor.
Mustafa Cemil Efe “Seperatör” adlı üçeseriyle Osman Bayraktar’a ait üç sözü farklı bir tarz da alıyor kaleme.
Osman Bayraktar “Yaşantılar” adlı anı-hatıra formatındaki yazısıyla bize kendi yaşantısından kesitleri kendine has saf, duru diliyle arz ediyor. Onu tanıma fırsatımız tarihsel bir süreçle taçlanıyor. Osman Koca ise “Kültür ve Medeniyet “Bayraktar’ımız” adlı incelemesiyle Bayraktar’ın beslendiği geleneğe işaret ediyor ve ona müstakil olan dilin önemine vurgu yapıyor. Gökhan Serter “İzlek Üzerine Ya Da Medeniyet ve Yenilenme İzlerinde Bir Yazar; Osman Bayraktar” , İsmail Demirel “Diriliş Edebiyatının Bir Süreği: İzlek”, Ömer Hatunoğlu “Daralan Zihin Dünyamız İçin Ufuk Açıcı Bir Kalem: Osman Bayraktar”, Selvigül Kandoğmuş Şahin “Osman Bayraktar ile ‘İzlek’ Üzerine Yürümek”, Alper Şenadam “Osman Bayraktar’ın İzleği”, Ethem Erdoğan “İmge ve Göstergeye İlginin Yetersizliği Kalem Hakkı’nın Anlam Haritasına Giriş”, Nuhan Nebi Çam “Medeniyetimiz ve Kalemler”, Bilal Can “Şiirin Hayatla Münasebeti”, Hatice Çay “Hayatı Şiirle Anlamak ya da Şairin Hayatına Şiirden Bakış”, İbrahim Eyibilir “Şiir ve Hayat ve Zamanın Şahidi” adlı eserleriyle Osman Bayraktar’ı tanımamıza ışık tutuyorlar. Ömer Hatunoğlu ve İsmail Demirel ise “Osman Bayraktar: ‘Toplumda Doğal Entelektüellerin Otoritelerin Oluşması Gerekiyor” adlı söyleşileriyle katkı da bulunuyorlar.
Raziye Yıldız ise “Çizgi”si ile Osman Bayraktar’a ithafen kalemini konuşturuyor.
Dr. E. Lale Demirtürk “19.Yüzyıl Amerikan Aşkıncı Hareketi’nde Bireysel ve Toplumsal Dönüşüm: Düşünsel Art-Alan-II-” adlı eseriyle bizleri bilgi dolu bir hazineye yola çıkarırken Halil Barcena’nın “Endülüs Mirası” adlı eserini Fatma Can bizler için tercüme ediyor.
Yeni Okumalar Değiniler bölümünde ise bu ay bizler için Osman Serhat Erkekli “Yaşlılık Yıllarım ve Dostum Şair Erkan”, Ethem Erdoğan “Okuma Notları 2”, İbrahim Coşkun “Tarih Konuşuyor: Konuşan Tarih”, “İlahiyat Sahasında Bir Yayınevi: Rağbet Yayınları” ve Şakir Kurtulmuş ise “İBB Şehir Tiyatroları Yeni Sezon Repertuarı Basın Toplantısı ile Tanıtıldı” adlı güncelden bize haberler aktarıyorlar.
Mustafa Yücel