Özlem

Bir mum yaktığında, bir süreç başlatırsın – ama yürüyüşü senin elinde olmayan bir süreçtir bu; artık, kendi oluşma biçimini izleyecek, senin elinde olmadan da, zaman içinde, varması gereken noktaya varacaktır:

mum, önce, bir noktaya kadar, kendi doluluğu içinde, güçlü güçlü yanar; ama yanışında belirli dengesizlikler oluşunca ( ki, kaçınılmazca oluşur bunlar ), çeperini delip, eriyik maddesini dışarı akıtıp, fitilini yakıp küçülterek, söneyazar.. Önlem düşünürsün: alır, kenarlarını düzeltir, bir madeni kutunun kabını ters çevirip, içine koyarsın – ama, boşunadır bu da : çünkü kendi süreci içinde oluşturduğu dengesizler sürmektedir – çeperleri tam düz değildir; içine koyduğun kabın belirli bir eğimi vardır – gene, arar dışarı eriyik madde: kabın içinde yayılır, kap ısınır; dibine varmış fitil, artık, her türlü biçimi yitirmiş maddenin son kalıntıları içinde, ucu ucuna, yanıyordur – sönmesi yakın ve kaçınılmazdır.

Şimdi yapabileceğin tek şey, kap içinde kalmış eriyik maddeyi bir kenarında biraraya getirip, muma benzer bir biçime sokarak, dibine dayanmış fitile biraz daha süre tanımaktır – ama artık bilerek : mumun, sönecektir.

Elinden birşey gelmez – hep müdahale edersin; dersin, şöyle, şuraya toplasam – şöyle, şu biçime soksam; şöyle, bir köşede, sürebileceği bir konum bulsam – şöyle… boşunadır : madde tükenmeye yüztutmuş; güdük fitil de dibine dayanmıştır.

Ama sönmez bir türlü : fitili yok denecek kadar kısa; maddesi de, dikkatle belirli bir açıda tuttuğun kabın köşesinde, ancak küçük bir oyuk olarak kalmış; oysa alevi, eski canlılığında – sanki – hiçbirşey yitirmemiştir.

Sönmez bir türlü – sen de, sonunda, gücünü toplayabildiğin bir anda, kendin üfleyip söndürürsün onu.

Mumun söner.

Oruç Aruoba

DİĞER YAZILAR

3 Yorum

  • Feride seven , 05/08/2019

    İki şekilde düşündürdü

    Evet, mumun eriyişi mumu yakanın elinde olmayan bir süreç, elde olmadan da varması gereken noktaya varacak.. ‘Varması gereken’. Biz üstümüze düşeni yaptıysak ve bir mum da varması gerekene varıyorsa gerisi bizi ne derece ilgilendirir (tevekkül diye buna deriz işte). İlla yanışında dengesizlikler olacak, olacak ki hakkıyla yandım Allah’ım! diyebilsin…

    Farklı bir açıdan bakacak olursak da; insanlar uğraşır, çok uğraşır sonunda bir şey elde edememiş gibi durur belki, ama uğraşı öğrenmiştir, sabrı öğrenmiştir, belki mumla beraber o da yanmıştır ama sonunda gördüğümüz şey umutsuzluk ateşiyle yanmış olmasıdır, sonra şöyle deriz belki,
    keşke nefesindeki umudu muma üflemeseydi, o zaman bir ışığın sönmesine neden olmazdı, hem de her şeye rağmen bu denli yanan ışığın…

  • Bahadır Dadak , 28/01/2017

    sonra rastgele şiirleri karıştırırken bu şiire denk geliyorum:

    insan ölüyorsa acıdan ölür bir gün
    kendine bir daha uğrayamadığından,
    koyduğu yerde durmayışındandır hayatın
    hatanın dönüşsüz oluşundandır.

    hiçbir aşk titremez sonsuza değin,
    bütünlüğünü yitirişinden ölür bir mum
    ve insan kanatlarından
    ayrılır bir gün.

    birhan keskin

  • Bahadır Dadak , 28/01/2017

    Çok güçlü metin. Nasılda kıyıda köşede kalmış ama. Kimse bir yorum yapmaya tenezzül etmemiş. Kendi halinde ölümü bekliyor; değerli olan her şey gibi yalnızlığa elverişli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir