uzak
Dein Leben sei ein hundertfältiger Versuch: dein Mißlingen und Gelingen sei ein Beweis: und sorge daßr, daß man wisse, was
41. Bazen de, uzunca bir zaman dilimi boyunca yaşadıklarını yeniden tartmak zorunda kalacaksın : ne kadarı ne kadar değerdi, değdi
Yol, kendine bir yer bulamamış kişinin özlemidir. Kendi yerini yerleşiklikte bulamayan kişi, onu yolculukta arar. Nasıl, bir yer, bir yolun
Yanlış bir dille doğru bir cümle kurulmaz. Romansa (ne yazık ki) cümlelerden oluşur. (Ferit Edgü) ‘Populer’ olan, dolayısıyla ‘çok satan’ kitapları,
1. En son, en kalın odunu yakarsın. 2. Deniz’in taşıdıklarını da kesip kesip yakmıştın, o bir zamanların şimdi uzakta kalmış