Kendime İtirafımdır!
Edebiyat parçalamıyorum, felsefe değil yaptığım, saçmalamıyorum da! Okuduktan sonra suçlama beni, kelimelerle dans etmeye çalışıp elime yüzüme bulaştırdığımı sanma. İnsanın kendiyle konuşması karma karışıktır çünkü hep. Sen de kendinle konuşmaya başladığında anlayacaksın beni. Kelimeler bir sel gibi döküldüğünde kalbinden, engel olamadığında, özel olmadığını hissettiğinde; kendine savaş açıp, kendinin hangi tarafında duracağına karar verdiğinde…
I.
Hiç kimse değilsin!
Herkes olmaya çalışırken, hiçbirini olamayan bir ahmaksın. Yapamıyorsun, beceremiyorsun. Kimse olamıyorsun, herkes olamıyorsun, hiç biri olamıyorsun ve kendin olamıyorsun…
“Kim kendi oluyor ki?” Sorusunun, acınası tesellisi içine dalmış, daldıkça derine dalmış, can çekişmiş ve boğulmuş bir haldesin. Hiçbir suni teneffüs seni kurtaramaz.
Eğer herkes hiç kimse değilse ve hiç kimse kendi değilse; sen nasıl herkes gibi olmadığını, hiç kimse olmadığını iddia edebilirsin? Sen aslında herkessin ve hiç kimsesin. Herkesle aynı düşünmektesin, farklı değilsin. Hiç kimseler gibi, herkes olamıyorsun yazık! Onlar gibi nefes alıyor, onlar gibi düşünüyor, onlar gibi yaşıyor, onlar gibi çalışıyor, onlar gibi hiç kimse oluyorsun ve dahi onlar gibi herkes oluyorsun.
Farklılık kaşında ve gözünde ve tenin kokusunda ve boyunda ve posunda…
II.
Daimi mücadele farklı olabilmek için…
Sonra bir reklam sloganı gelir akıllara: Yok aslında birbirimizden farkımız biz hepimiz aynıyız…
Çabanın tümü herkesten farklı olup herkes gibi olmamak, hiç kimse gibi olmamak için değil mi? Marjinalite farklı olma çabasının bir ürünü değil mi? Marjinal olma çabasının sonucu tek düzeleşmiş, aynı renk, aynı tat, aynı kokudan oluşmuş bir güruhtur. Evet, sen hiç kimse değilsin ve farklı değilsin! Çaban boşa!
Sen milyar yıllık dünyada yirmi bin yıldır yaşayan insanların, birbirinden farklı olamadığı gibi farklılaşamayan, hep marjinal olma çabasında olarak marijinalitenin tekdüzelik tuzağına düşmüş olan ademoğullarından sadece birisisin.
Sen herkessin!
Sen, o kadar eğilmişsin ki, o bambaşkalığını yitirip çemberin diğer ucuyla birleşmişsin. Bir olmuşsun, öz olmuşsun, tıpkılaşmışsın herkesle…
Herkese sorsan, bin bir kimsesin. Herkes olmuşsun. Ve hiç kimse değilsin!