Emanet

Hayatımın daha önce hiç durmadığım bir kıyısındayım, saat gecenin ikisi. Unutmakla başım belada. Yoksa sözlerini de söyleyenini de hatırlamadığım o Kürtçe türkü çalsın isterdim fonda. Gecenin ikisinde davlumbaz ışığında, mutfak masasındaki tek dal karanfille baş başa… Kulağım kapıda, bir hıçkırık sesiyle koşar adım, bir nefes alış verişle içim rahat. İçim, bir emanetin yüküyle biraz mahzun, çokça ümitvar.

Bir karanfilden fazlası düşseydi derdimi anlatmak için payıma, hatırlamayacaktım bir zamanlar kelimelerle kurduğum dostluğu. Dedim ya unutmakla başım belada. Bir bir unutuyorum heybemdeki kelimeleri ya da bir bir terk ediliyorum. Mahcubum.

Yıllardır hatırını sormadığım bir dostu arar gibi dönüp kurduğum eski cümlelere bakıyorum. Hatamdan emin, cümlelerimi okurken sesim kısık. Kendi kelimelerimin ortasında, bana aczimi hatırlatan bir çölün ortasındaymış gibi… Bir güneş saati çiziyorum kuma. Saat gecenin ikisi. Güneşten haber yok ufukta.

“Ev ya da balonları vurmak” diye başlık koyduğum yazının yalnız iki yıl uzağındayım. Oysa seneler var gibi aramızda. Bir ev yapmışım ondan beri. Şehri dışarıda bırakan duvarlar inşa etmişim. Saksılarda nergisler, filizlenip açmamış lale soğanları… Gece yarısı bir karanfille dertleşecek kadar yalnızlık. Yarıda bırakılmış eğitim, bir süreliğine askıya alınmış memuriyet. İlk bunları unutabilseydim keşke. Şehirle, sabah uyanıp işe gitmekle, herkesle ve herkesle ettiğim kavgaları… Yorgun düşüp vazgeçtiğimi, ümitsizliğimi unutsaydım. Belki o zaman kendimi kelimelerimle yüzleşirken bulmayacaktım bir gece vakti. Yalınayak, mutfak masasında.

Annem yan odadan kalkıp gelebilecek olsaydı şimdi, anlamayacaktı kelimelerimi. Yalnız yalınayak oluşumu umursayacaktı. Biraz kızgın, çokça merhametli emanetine karşı. Ona bir gece yarısı böyle üşümeyi nasıl özlediğimi anlatamayacaktım. Annemle aramda kilometreler var o yazıdan beri. Ocakta kaynayan bir çaydanlık, çekmecede kırkyama bir hatıra ve bir oğul yan odada.

Kalkıp yan odaya gideceğim, içimi rahatlatmaya. Bu halim anlaşılacak gibi değil. Emanetime bakıp hatırlayacağım o cümlemi. Oğlum diyeceğim, sen benim göğümün tek kuşusun.

 

Elif Bayır

 

 

DİĞER YAZILAR

3 Yorum

  • zeynep k. , 26/05/2018

    Elif Bayır hoş gelmiş!
    Bir sahur ertesi ve sınav öncesi kendisini selamlamak isterim. Yine yazarsa yine okuruz hem.

  • A.b , 25/05/2018

    Bir bir unutuyorum heybemdeki kelimeleri ya da bir bir terk ediliyorum. Mahcubum.

    Ona bir gece yarısı böyle üşümeyi nasıl özlediğimi anlatamayacaktım.

  • Ümran , 25/05/2018

    “Annem yan odadan kalkıp gelebilecek olsaydı şimdi, anlamayacaktı kelimelerimi. Yalnız yalınayak oluşumu umursayacaktı. ”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir