Dr. Martin Luther King: Bir Hayalim Var!

“Bu maskenin altında etten fazlası var.
Bu maskenin altında bir fikir var, Bay Creedy.
Ve fikirlere, kurşun işlemez.” (V for Vendetta)

Takvimler 4 Nisan 1968 gününü gösterdiğinde Amerika’nın Tennessee Memphis şehrindeki Lorraine Moteli 306 numaralı odanın balkonunda, odasına doğru yürüyen bir siyahî aktivist bir anda yere yığıldı. Amerika tarihini sonsuza kadar değiştiren bu olaya sebep olan şey ise caddenin karşısından bir keskin nişancının kurbanının çene kemiğine isabet eden mermisiydi. Kurban ise “Bir Hayalim Var!” konuşmasıyla tanınan ünlü siyahî aktivist, papaz ve sosyolog Dr. Martin Luther King Jr. idi.

Derisinin rengi siyah olan insanların yaşadığı Amerikan kâbusunun merkezi olan Amerika Birleşik Devletleri, her ne kadar 1865 yılında resmî olarak köleliği kaldırmış olsa da 1960’ların sonuna değin uzanan uzay yarışına kadar ırkçılık utancını hız kaybetmeden sürdürmüştü. Rüyalar ve özgürlükler ülkesi olduğu iddia edilen Amerika’da deri rengi siyah olduğu için sokak ortasında çoğu zaman bir hiç yüzünden linç edilen Afro-Amerikalılar 1960’lı yıllarda yaşadıkları şiddet ve baskıyla 18’inci yüzyıldan beri yüzleşiyorlardı. Amerika’nın 16. başkanı Abraham Lincoln’ün köleliği kaldırmasının üzerinden tam yüz sene geçmişti oysa. Bu bir asra rağmen Amerikan rüyası, 1963’e gelindiğinde Amerika’daki siyahîler için halen bir kâbustu.

28 Ağustos 1963 yılında beraberindeki 250 bin insanla başkent Washington’daki Washington Anıtı önünden Lincoln Anıtı’na kadar yürüyen Amerikalı siyahîlerin özgürlük mücadelesinin sembol isimlerinden Dr. Martin Luther King, burada yaptığı “Bir Hayalim Var” isimli konuşması ile tarihin akışını değiştireceğinden habersizdi. İyi bir hatip olan Dr. King, doğru zamanda, doğru zeminde ve doğru zihinlerde karşılığını bulacak güçlü kelimelerin her türlü adaletsizliği, baskıyı, zulmü durdurabileceğini hissediyor, böylesi bir noktada kelimelerin bir mermiden daha güçlü ve daha etkili olacağını biliyordu. Dr. King, iyi bir hatipti. Kelimeleri iyi seçmesinin yanında insanlara nasıl hitap edileceğini ve onları nasıl etkileyeceğini de öğrenmişti.

Lincoln Anıtı önünde, gözlerinin içine bakan yarım milyon kalabalığa hitap eden Dr. King için Başkan Abraham Lincoln tarafından yüz yıl önce köleliğin kaldırması tarihî bir karardı ve kendisi gibi şiddetli bir adaletsizlik ateşinde yanıp kavrulan milyonlarca siyahîler için bu gelişme büyük bir ümit ışığıydı. Ancak geldikleri noktada aradan yüz yıl geçmesine rağmen “hayaller ve özgürlükler ülkesi” Amerika’da siyahîlerin halen özgür olmadığını görmek ve bu trajedi ile yüzleşmek zorunda kaldıklarını haykırıyordu.

Dr. King, Amerikan sokaklarında hayalleri ve özgürlükleri kelepçelerle ve zincirlerle yerlerde süründürülen milyonlarca siyah insanın, bu büyük zenginlik okyanusunun ortasında ıssız ve fakirlik içinde yaşmak zorunda bırakıldığını ve bunun hiç de adil olmadığını söylüyordu. Kölelik kalkalı yüz yıl olmuştu ancak siyahlar hâlâ ülkenin en ücra yerlerinde ya da gettolarda hayatlarını ikinci sınıf insan olarak idame ettirmek zorundaydı. Yoksulluk yolsuzluğa, yolsuzluk ise ya uyuşturucuya ya kumara ya da suça dönüşüyor ve sonuçta Amerika’daki milyonlarca siyahî cezaevlerine atılıyordu.

Dr. King, özgürlük bildirgesine imza atanların aslında Amerika’daki Afro-Amerikalılara bir senet verdiklerini ancak aradan geçen zaman içinde bu senedin karşılıksız çıktığını söylerken yeni dünyanın şekillendiği bu topraklarda renkli vatandaşlar söz konusu olduğunda kendilerine verilen senede karşı olan sorumlulukların hükümet ya da devlet yöneticileri tarafından yerine getirilmediğini görüyordu.

Dr. King, Amerika’nın sorumluluklarını fark ederek yerine getirmesi gerektiğini ve “adalet bankasının” iflas etmediğini tüm siyahlara göstermesini istiyordu. Konuşmasını yaptığı 1963 yılını bir son değil bir başlangıç olarak gördüğünü de ifade ediyordu. “Ne zaman tatmin olacaksınız?” diyenlere karşı da cevabı vardı.

Siyahlara karşı uygulanan polis şiddeti ve vahşeti bitmediği sürece tatmin olmayacaklarını söylüyordu. Şehir otellerinde ve yol kenarlarındaki motellerde dinlenme hakkını almadan, küçük gettolardan büyük gettolara geçmek dışında seyahat hakkı elde edemedikleri sürece, siyah çocukların “sadece beyazlar için!” yazan uyarılarla benliklerinden mahrum bırakıldığı, asaletleri gasp edildiği sürece, Missisipi’deki zenci oy vermediği, New York’taki zenci oy verecek bir şeyi olmadığına inandığı müddetçe memnun olmayacaklarını, olamayacaklarını söylüyordu.

Kendisini dinleyen kalabalığa bir hayali olduğunu söylüyor ve haykırıyordu:

“Bir hayalim var; bir gün Georgia’nın kızıl tepelerinde eski kölelerin ve eski köle sahiplerinin çocukları, bir kardeşlik masasının etrafında birlikte oturabilecekler.

Bir hayalim var; bir gün dört ufak çocuğum, derilerinin rengiyle değil, karakterleriyle değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar.

Bir hayal kuruyorum; bir gün, dudaklarından sürekli bir şeyleri yokuşa sürmeye ve hükümsüz kılmaya dönük kelimeler dökülen valisi ve acımasız ırkçılarıyla Alabama’da küçük siyah erkek çocukları ile küçük siyah kız çocukları, küçük erkek beyaz çocukları ile küçük beyaz kız çocuklarıyla kardeşçe el ele tutuşabilecekler.”

Tüm bunları büyük bir inançla hayal eden Dr. King, bir gün özgür olacaklarını bilerek, birlikte çalışabileceklerini, birlikte mücadele edebileceklerini, birlikte dua edebileceklerini, birlikte özgürlük için ayağa kalkabileceklerini düşünüyordu. Yirmi dakikayı geçmeyen bu kısa ama etki alanı oldukça uzun olan konuşma, dönemin Amerika’sında Dr. King’in hitabeti ve özenle yapılmış kelime seçimiyle Times dergisi tarafından 2016 yılında tarihin gördüğü en önemli on nutuktan birisi seçildi.

Amerikalı gazeteci A. Barton Hinkle, “Bir Hayalim Var!” konuşması için “King, o kürsüde konuşurken öylesine haklıydı ki eğer bu konuşmayı yapmayıp alışveriş listesi okusa dahi, o da unutulmaz olacaktı.” der.

ABD Kongre Kütüphanesi, Dr. Martin Luther King’in bu konuşmasını 2002 yılında kültürel, tarihî, estetik açılardan Amerika’yı temsil eden her türlü ses kaydının tescil edildiği Ulusal Kayıt Envanteri’ne ekledi. Dr. King’in “Bir Haylim Var” konuşmasından bir yıl sonra kamusal alanda siyahlara ve beyazlara ayrı mekânlar tahsis edilmesi uygulamasını ve işe alımlarda her türlü ayrımcılığı yasaklayan “1964 Sivil Haklar Kanunu” ondan bir yıl sonra da siyahlara oy hakkı tanıyan “1965 Oy Verme Hakkı Kanunu” kabul edildi.

Suikasttan bir gün önce yaptığı konuşmasında daha uzun yıllar yaşamak istediğini ifade eden Martin Luther King, greve giden temizlik işçilerine destek vermek için “Bir Hayalim Var” konuşması gibi ses getiren bir başka konuşmasını yaptıktan sonra Memphis’te kaldığı otelin balkonunda uğradığı suikast sonucu öldüğünde henüz 39 yaşındaydı.

Dr. Martin Luther King’in “Bir Hayalim Var” konuşması ile haksızlıklara, zulümlere karşı mücadele edenler, insan olmanın onurunu düştüğü yerden kaldırmaya çalışanlar ve bu evrensel değerler için hayatlarını ortaya koyanlar, kötüler tarafından bir şekilde engellenseler bile onların fikirlerine ve hayallerine kurşun işlemediğini tüm dünya bir kez daha görmüş oldu.

Davut Bayraklı

 

 

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir