Bugün de Tesla Olamadım

Bugün hayatımın maddi ve manevi hatırı sayılır bir bölümünü kapsayan yatağımdan, herhangi bir amaç olmaksızın kalktım ve kendime kahve yaptım. Bunun aynısını dün de yapmıştım ve önceki günlerde de. Muhtemelen bunun aynısını yarın da yapacağım çünkü bunu yapmak bana inanılmaz keyif veriyor.

Aslında sözlerime uzun süredir ülke ve dünya gündemini meşgul eden salgın ve beraberinde getirdiği karantina süreciyle başlamalıydım. Çünkü editörden gelen mailde de “Karantina günleriniz nasıl geçiyor?” tarzında bir soru vardı. Bu süreçle ilgili edeceğim beylik laflar yok mu? Evet, var ama inanın içimden bahsetmek gelmiyor çünkü herkes bundan bahsediyor. O yüzden benim dışımda karantina süreciyle ilgili yazılan yazıları okumayacağım. Çünkü kimsenin bu anlarına ortak olmak istemiyorum. Kabul edelim hepimiz dünkü hayatlarımızın kadavrası olarak devam ediyoruz.

Benim bu istemezük tavrım karantina süreciyle başlamadı. Bu süreçten önce de evden nadir çıkıyordum. Âlemlerin tozunu attıran, partilerin vazgeçilmez adamı olan ben piyasadan elimi eteğimi çok öncesinden çekmiştim.

Bir gün camın kenarına oturup kendime şu kritik soruyu sordum. “Neden artık dışarı çıkmıyorum?” İnsan en beklemediği anlarda kendine soru sordu mu varlığına şahit oluyor. Bana da öyle oldu. Yüzümde inceden bir gülümseme belirdi. Çünkü kendime bir muhatap buldum. Hafifçe doğruldum. Bu hafifçe doğrulma olayı çok kritiktir. Çünkü bu doğrulma, içsel yolculuğa başlamanın ilk adımıdır ve oldukça mühimdir. Mühim diyorum çünkü, kendini ispat ettiğini iddia edenlerin çoğu, ilk adım olarak bu yolculuktan bahsediyor. “İşte bir gün durdum, şöyle hafifçe doğruldum ve içime yöneldim.” Bu yolculukta nerede mola verildiği, kaç km gidildiği gibi şeyler muamma. Orayı genelde kimse bilmiyor.

Kendime sormuş olduğum soruyu göğsümde hafifçe yumuşattım. Sağıma ve soluma baktım. Gözümü ileriye diktim ve derin bir nefes aldım. Yolculuğum başlıyordu. Hayatımda belki de ilk defa para ödemeden, bilet almadan, yanımda kim oturacak endişesi taşımadan bir yolculuğa çıkıyordum ve bu yolculuğun kaptanı, muavini ve yolcusu bendim.

Artık muhatabı olduğum soruma cevap vermek için tüm şartlar hazırdı ve yolculuğa başladım. Bedava olduğundan mıdır nedir, yolculuğum çok kısa sürdü çünkü cevabım hazırdı. “İstemiyorum.” Beni şekilden şekile sokan, var olmayalı uzun zaman olmuş dedirten sorunun cevabını bir çırpıda söyleyiverdim. Buna hayal kırıklığı diyebilir miyiz? Hayır.

O günden sonra hayatta değişen şeyler karşısında hayatımda değişen hiçbir şey olmadı. Zaten öleceğimizi bildiğimiz bir hayat için çok da zorlamaya gerek yok. Eğer bu karantina sürecinde kendinizden bir Tesla çıkaramıyorsanız telaş etmeyin ve ayaklarınızı istediğiniz yere uzatın. Ben öyle yapıyorum.

Süleyman Mete

DİĞER YAZILAR

3 Yorum

  • hiçkimse , 07/05/2020

    Kaleminize hak veriyorum ama aklımda şu sorular var içimizden bir Tesla çıkartamasak bile içinden Tesla çıkartacak birine yardım etsek olmaz mı ya da en azından umut etsek?

  • Btm , 29/04/2020

    Yüreğine sağlık abi biraz kendimi gördüm.

  • nazansumer , 29/04/2020

    ‘Kendimizden Tesla çıkartmanın yolları ‘
    Bunu gogila yazmak istiyorum ama yazmicam buraya yazsam daha iyi. Hem google bana buraya ‘Onu yaz demiyor . Ama ‘yorum yaz ‘ diyenlerin acizane emrine amadeyiz.
    Çok yorum moderatorden geçmeyi başaramadı ve ben rumuzu değiştirsem de beni tanıyacaklarını bile bile yorum yazdım.
    Ve Kıymetli Hocamız Süleyman Mete’nin şu sözleri gözümün önünden uzun bir süre gitmeyecek ‘istemiyorum ‘
    Ben beni tanımanızı ya da aksini istemiyorum. Ben ‘yorum yaz ‘ görünce napim dayanamıyorum iki elim kanda da olsa yazıyorum o anlarda ben ben değilim kimim bilmek de : istemiyorum :.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir