Hayat hikâyem mi?
Tarlaların kıyısındaki gelincikler.
*
Âmâ olsaydım
dalgınlıklarımdan anlardım güzün gelişini
*
Döküldü fesleğenin yaprakları:
Sesleri hâlâ kulağımda.
*
Birkaç meyve ağacı varmış evlerinin önünde.
Yüzü söyledi kendisinden önce.
*
Oraya da otopark yapılacakmış:
Korkudan her gün meyve veriyor ağaçlar.
*
Toz toprak içindeki çocuk erik yiyor.
Şimdi inandım baharın geldiğine.
*
Sâkin ol
ki fırtına dinsin.
*
Olur olmaz şeylerin üzerinde durmayacakmışım.
Böyle emrediyor ilerleyen yaşım.
*
Tahta masa duysaydı
dallanır, çiçeklenirdi.
*
Evlilikler de kurudu:
Çiçekleri koparılmış gül dalları.
*
Bir köşeye çekilsem
yanımda güzden başka kimse olmasa.
*
İyi bakın gönüllerinize
yara izi mi var, ayak izi mi?
*
Biraz daha uyuyacaktım ama
bırakmadı hanımeli kokusu.
*
Kent-leş-miş insanların evleri:
Eşya polikliniği.
*
Kafam yorgun.
Kalbim dinleniyor.
*
Kekeliyor geçen bulutların gölgesi.
Bu şehirde yaşanabilir mi?
*
Aşk mı?
Kim bilir nedir onun bugünkü adı.
*
Mezar taşıma rastlayanlar okusun:
Dünyadayken şiir de yazmıştır.
*
Olduğum yerden başlasam yaşamaya
olduğumu sandığım yerden.
*
Bahar gelmiş;
köy kahvesinin kapısı ardına kadar açık.
*
Canlanıverdi
yağmurun sesini duyan papatyalar.
*
Ey kimsesiz gelincik!
N’olurdu kuş olsaydın
bir defacık dinleseydim seni.
*
Uzun bir aradan sonra çiçekleri suladım.
Zamanı gelmeyenler de açtı.
*
Muhâtabı olsa da söylesem:
Seninle geliyorum.
*
Bir tek yaprak vermedi bu yıl:
Başını mı dinliyor okaliptus ağacı?
*
Anılar üşüştü başıma dün gece.
Sağolsunlar. Sabaha sağ çıktım.
*
Nereye gitti
çocuğu olduğu zaman utanan babalar?
*
Anlat, dinliyorum seni.
Dinliyorum tel örgülere takılı serçeyi.
*
Yavaş yürüyorum.
Unutmak istemiyorum.
*
Kalbim düşünmeyi bıraksa
çabuk biter gece.
*
Bıkmaya başlıdıysan
ne kaldı geriye.
*
Eskiyebilen bir evde ölmek isterim.
*
Küçük bir koy arar
yüreğe sığınır bütün acılar.
*
Kargalardan arındırılmış tarlalar, çınarlar
ve akşam kadar hazindir
tek başına yaşayanın ölümü.
*
Kalbinle bak.
Göreceksin, çiçekler bile kurumaz.
*
Vaktin geldiğini anlar çeker giderim.
İşgal etmem.
Terhis olurum.
*
Yüreğim, buğdayların arasında çırpınan
kör bir serçe.
*
Öyle bir hava ki
sen de olsaydın
taşlardaki çiçek resimleri çiçeğe dururdu.
*
Şu yeşillikte hiç çiçek yok, diyorsun,
Bütün gözlerinle bak görürsün
toprağın altına gizlendiği çiçekleri.
*
Nasıl mıyım? Ne mi yapıyorum?
Bugün akmayan hayatlar gibiyim.
Şiir yazıyorum.
*
Şiir!
Başka şaire git.
Yalnız kalmak istiyorum.
*
Kimse kimseye bir şey anlatmıyor
anlatamadan göçüp gidiyor.
*
Uzaklarda batan ay
seni öbür dünyada seyredeceğim.
*
Yazan: Bir idam mahkûmu.
Süreyya Berfe