Raşit’e Veda

Raşid’e veda gecemiz için Bilal Can şiir yazdı.

Raşit, bizi terk etme. Ayrılıklardan lime lime olan kalbimizi bir de sen deşme. Deşme ki kalmadı tutunacak bir yeryüzü…

***

eğlenceli bir paradoksu dikiyoruz kafamıza serin

bu gidişten bir gişe kestim habersiz

ne o çok geldi bana serin ve imtiyaz

ne de sebepsiz doğru gözümde yas

bu yol oraya çıkmaz dedim bu yol çıkmaz

oraya çıkarsa bu yol bu yol o yol değildir

dedim ve durdum bağrımda ipil bir ince

sızını yitiren insan niye yumruklar duvarı

ya da gün saat kaç kim gelmiş nereye gitmiş

saatime yalanı öğrettim işte ben

işte ben günde iki sefer

ömer geldi sanki albatros gibi gözleri

içimden bir okyanus geçiyordu yemin

içimden mavi içimden neler geçmiyor ki

serin bir ormanı yaklaştırıyorum parmaklarıma

parmaklarıma bir veda yemeği bir işve ve saz

dikimevleri tecimevleri mahalle araları sıcak

ıslak ikindiler gelip hep geçer tren gibi vız geçer

salacak elimin lekesi kendini şimdi sayfaya

bu mecaz hangi dilden bir tercümedir şimdi

nikbin durur asılacak saçlarım benim

mola verdik yol uzun lâkin ormanlar var

ağaç dediğin uzun beslemesi zamanın

bir nida duyulur gibi çıkarır seslerini

erinç besler insan gidince umut

leke kalıyor öptüğünde aynaları

insan mecazi bir varlıktır kimi zaman

mecazını yer ve kendi kalır bu bir gerçek

bu öyle bir gerçek ki sade ve uzak lüksten

ihtişam bir kelimedir mesela üzünç bürür

aniden yağacak bir bulut üzerimize

bulut ki küme küme kümülüs işte

coğrafya defterimi çaldırdım ulaşamadım

kareliydi narindi sıra arkadaşım gizlemişti

üzülmüştüm ve fakat deftersizdi zalim

bir şey demedim uslu ol dedim al senin olsun

bir daha yaparsan sana kümülüsler kussun

bir veda yemeği tertiplensin acil ve de hızlı

kendini ciğerini yemeyi unutanlar kendini unutsun

gidecek olan raşid değil sadece

kendini raşid hissedenler de üzülsün.

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • Bursevi , 06/06/2013

    kendini “raşid” hissedenler yok ki…
    eğer birileri kendini raşid (olgun, yol bilen yol gösteren) hissetseydi şimdi ortalık bu kadar karışmazdı.. eh bir de “raşid” olanlar da buralardan gidiyorsa, vay haline İstanbul’un…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir